5- "İspat çabası."

793 109 47
                                    




Hoseok seslenirken adını tesadüfen öğrendiğim Park Hyojong, kafasına göre takımları oluştururken Hoseok ses çıkarmadan dediklerini uyguluyordu. Sanırım tatsızlık çıkmasını istemiyordu. Şans eseri Hoseok ile aynı takıma, onunla da ayrı takıma düşerken oluşan altı kişilik takımla beraber sahanın diğer tarafına geçip çember oluşturduk. Hoseok sadece eğlence için oynadığımızı, kendimizi fazla yormamamızı tembihledikten sonra pozisyonlar hakkında karar verip ardından yerlerimize geçtik.

Hava topuyla maç başlayıp Hyojong ve takımı aniden üzerimize gelerek atağa geçtiğinde herkes şaşırsa da hızla tepki vermiş, bir anda şevkle oynamaya başlamıştı. Karşı takımın baskısını beş dakika olarak belirlediğimiz ilk sette kırmaya çalışsak da oluşan 21-14 farkı engelleyemedik.

İkinci sette de soğukkanlılığımı koruyarak kendimi zorlamadan Hoseok'un dediğini yaptım ve ileride kalarak bana top gelmesini bekledim. Sadece eğlencesine yapılan bir maça göre karşı takımın fazla yüklenmesine tepkisiz kalmaya devam ederken Hyojong üçlük atarak ikinci seti 35-26 yaparak bitirdi.

Ne kadar fazla terlediğine yanımdan geçtiğinde şahit olduğumda bir dakikalık aranın ardından Taehyung'un arkadaşlarıyla oturarak izlediği bölüme nefretle baktı.

''İzlemeye devam edersen iyi edersin yavşak.''

Dudaklarımı birbirine bastırarak ben de o yana baktığımda arkadaşlarının aralarında sertçe bir şeyler hakkında tartıştığını ama Taehyung'un ifadesiz bakışlarını bir sahaya bir de eliyle oynadığı çimenlere çevirdiğini gördüm.

''Sikeyim.'' dedikten sonra ileride olmayı bırakıp savunma yapmak için kendi potamıza doğru koşmaya başladım.

Hyojong'un pota altındaki takım arkadaşına attığı ara pası kendim alıp rakip potaya sürerek koşmamın ardından rahatça turnike yaptığımda arkama dönmemle herkesin bana şaşkınca baktığına şahit oldum.

''Maç bitmedi!'' diye seslendiğimde Hoseok yanıma gelip ne yaptığımı sorguladı. Eğlencesine oynamadığımı söyleyerek ne olursa olsun kaybetmeyeceğimi söyleyip ona sırtımı dönmeme şaşırsa da planıma ayak uydurmuş ve sanki gerçek bir lig maçına dönmüş gibi oynamaya başlamıştık.

Jung Hoseok oyun kurucu olarak mükemmel bir şekilde takımı yönlendirirken aramızda oluşan muhteşem kimya sayesinde bana sayısız asist çıkararak skor yapmamı sağlıyordu ve Jimin kenardan bağırarak bana tezahürat yapıyordu.

Üçüncü sette ilk önce farkı kapatıp sonra da öne geçtiğimizde Hyojong agresifleşmeye başlamış, takım arkadaşlarına kızıp söylenmeye başlamıştı. Ardı ardına skor alırken hızla son sete geçtiğimizde Hoseok üst üste ıskalamadan dört tane başaralı üçlük atmış ve tüm takımın tezahüratını kazanmıştı.

Herkes tüm yeteneklerini sergilerken saha kenarında süreden sorumlu kişinin yedi saniye kaldığını söylemesiyle topu elinde tutan bizim takımdaki sarışın bir çocuk çizgi dışındaki Hoseok'a geri pas attığında potanın bir metre yakınında önümde bana savunma yapan rakiple birlikte bir o yana bir bu yana koşuyordum.

Hoseok kolunu tekrar üçlük atacakmış gibi kaldırıp önümdeki çocuk da dahil herkesi yemleyerek bana hava topu atmıştı. Amacım smaç yapmaktı ama Hyojong'un üzerime doğru geldiğini görür görmez yapabileceğim en iyi atışı yaptım.

Topun potaya girip girmediğini bile göremeden aldığım darbeyle kendimi sırtüstü yerde bulduğumda bir anda saha karışmış, büyük bir yaygara kopmuştu.

Kaburgamın sol tarafına aldığım darbenin etkisi yüzünden inlememi tutamazken kıvranarak yerde döndüm. Tanrım, Hyojong'un üzerime nasıl geldiğini görmüştüm. Kasıtlı bir şekilde faul yapmıştı ve bunun attığım topla hiçbir alakası yoktu. Tamamen bana zarar vermek için yaptığına yemin edebilirdim.

vice versa / taekookWhere stories live. Discover now