10- "İtiraflar ve tavsiyeler."

1K 103 61
                                    

Herkes duş alırken ben bunu otelde yapmaya karar verip herkes işini bitirine kadar öylece soyunma odasında oturmaya karar vermiştim.

Zihnimden geçen düşünceleri tutmak için herhangi bir çaba göstermiyordum. Biri kaybolduğu anda yeni bir tanesi zihnimi meşgul etme görevini zevkle yerine getirmek için acele ediyordu.

Düşüncelerimin maçla ve Taehyung ile ilgili olduğunu söylememe sanırım gerek yoktu.

Biri bana maç kaybedeceğimi ve bu kadar sakin kalacağımı söyleseydi şaka yaptığını düşünür,  üzerinde durmazdım bile. Fakat şimdi hem bir maç kaybetmiş hem de sakinliğimi koruyordum.

Donuk bir ifadeyle öylece kafamı arkamdaki duvara yaslamış, önümden geçip duran takımdakilere rağmen karşımdaki duvarı inceliyordum.

Konuşmaları benim için arkada çalan kulak vermediğim şarkılar gibiydi. Duyuyor ama dinlemiyordum.

Kendimi tam olarak hangi noktada kaybettiğimi düşünüyordum.

Onu antrenman yaparken görmek ilk etken olmuştu. Onunla bu yüzden oynamaya korkmuş, yeteneğimden şüphe etmiştim ve sahada tutukluk yaşamama sebep olan ilk şey buydu. Beni büyülemişti ve kendimi ona denk bir rakip görmekte güçlük yaşamıştım.

Takım arkadaşlarıma ihanet etmiştim, Taehyung'un kışkırtmalarına nasıl da takılmıştım? Resmen beni sadece fiziksel değil zihinsel olarak da mağlup etmişti.

O kadar berbat bir duygu seli yaşıyordum ki turnuvanın benim için bittiğini düşünüyor, ilk otobüsle eve gitmek ve hayatıma hiçbir şey olmamış gibi devam etmek istiyordum.

"Sana diyorum Jeongguk. Yeter artık."

Jimin omzumu sarsarak sinirle konuştuğunda dolu gözlerimi ona çevirmiş, yaşadığı şoku görmemle başımı eğmiştim.

"Sen kafayı mı yedin? Alt tarafı bir maç."

Soyunma odasındaki gürültü aramızda geçen konuşmayla sessizliğe büründüğünde dikkatlere üzerimize çekmemiz yüzünden elimle yüzümü kapatıp derin bir nefes alarak yüzümü sıvazladım.

"Benim için değildi. Kendimi gösteremedim."

Güçsüz sesimle cevap verdiğimde takım arasında küçük fısıldaşmalar başlamış, herkes doğru duyup duymadığını yanındakine soruyordu.

"Jeongguk en iyi maçın olmayabilir ama kötü falan da oynamadın, saçmalıyorsun bence. Kazandığımız sayıların çoğunu sen aldın."

Jaehyun yanıma oturup omzuma koyduğu eliyle konuştuğunda dizlerime yasladığım başımı kaldırıp burnumu çektim.

Jaehyun dürüst bir insandı, sırf beni iyi hissettirmek için böyle bir şey demeyeceğini düşünüyordum.

"Hem dünyanın sonu mu? Daha ilk maçımız mal herif. Bu gruptan çıkacağız."

Jimin takımı alevlendirmek için konuştuğunda herkesten onaylar nidalar çıktı ve az önceki mağlubiyeti unutup takımdan çıkacağımız hakkında konuşmaya başladılar.

Sanırım haklıydı. İki maç daha vardı ve her şey değişebilirdi.

Keyfimin yerine geldiğinden emin olduktan sonra salondan çıkıp otobüse yerleştiğimizde teknik ekip de bizi selamlayarak karşılık verdi.

Teknik direktörümüz de geçerken bana selam vermiş olsa da maç sonrasındaki bana yönelik azarını unutabilmiş değildim.

Mağlubiyeti tamamen üstlendiğimi söylesem de beni takmamış, kaybettiğimizi söylemişti.

vice versa / taekookWhere stories live. Discover now