1. Bölüm

46.7K 909 221
                                    

Kitap bittikten sonra düzenlenecektir. İlerleyen bölümlerde bazı düzenlenmiş bölümler olabilir. Yazım hataları ilk on bölümde çok fazla fakat, sonrasında pek yok. Yurtdışında yaşadığım için, elimden bu kadarı geliyor.

25.09.16

-Deanie

-DÜZENLENDİ 01.11.16-

Sabahın köründe telefonumun çalması ile güzel uykumdan uyandım.

Uykuya düşkün olan bir insan olarak, beni uyandıran kişiyi, alkışlıyordum.

Beni uyandıracak cesaret kimde vardı? Hemde sabahın köründe!

Sinirle yatağımdan kalktım, yaz tatilinde erken kalkmayı hiç sevmezdim.

Komidinin üzerinde duran telefonumu elime aldığımda, saatin iki olduğunu gördüm.

Gözlerimi hızla açıp, minanın aramasına cevap verdim.

Kahretsin ki, uyuya kalmıştım.

"Efendim mina?"

Benin uykulu çıkan sesimin aksine, Mina telefonda bağrıyordu. Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp, bağırmasının bitmesini bekledim.

Ses gelmediğinde kulağıma telefonu geri yaklaştırdım.

"Hira Yüce! Bana sakın uyuya kaldım deme!"

Gözlerimi devirip, tek elimle saçımı karıştırdım. Daha yüzümü bile yıkamadan, azar işitiyordum.

"Ne uyuması ya? Uyumadım tabi ki, yarım saate seni almaya geliyorum."

Telefonumu kapatıp, komidinin üzerine koydum.

Paytak adımlar ile, banyoma doğru ilerledim. Tek gözüm açık diğeri kapalı ilerlerken, ayak serçe parmağımda inanılmaz bir sızı hissetim. Aynı zamanda, birşeyin düşmesi sesini işittim.

"Hass...."

Ayağımı sandalyeme çarpmıştım. Hayatıma söverek, banyoya girdim.

Gözlerim aynada takılı kaldığında, doldular. Kahretsin!

Neden insanlar dış görünüşe bakarak yargılardı bir insanı?

Kafamı sallayıp, suyu açtım. Soğuk su ile yüzümü iki kez yıkadıktan sonra, yüzümü kurulayıp banyodan çıktım.

Dağılmış olan saçımı, çözüp tepeden sıkı bir at kuyruğu yaptım.

Giysi dolabımın karşısına geçip, siyah tişört ve bir jeans çıkarıp giyindim.

Altüstü alışverişe gidecektim, süslenecek halim yok.

Karnımdan sesleri geldiğinde, açıklığımda kanaat getirip, odamdan çıktım.

Merdivenleri ikişer ikişer inip, mutfakta öğlen yemeği yiyen aileme baktım.

"Günaydın."

Annem bana ters bakışlar attıp, önüne döndü. Babam ise bana gülümseyerek, yerime geçmem için işaret verdi.

Sandalyeme oturuken, annemin homurdandığını duydum.

"Günaydınmış, ne günaydını? Öğlen oldu!"

"Kızı rahat bırak Hülya."

Babamın beni savunmasu ile, anneme zafer bakışlarımı yolladım.

Değişim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin