32. Bölüm

3.5K 127 22
                                    

Mutlimedia; Yiğit.

2 yıl sonra;

"An-ne"

Bebek koltuğunda, bana meraklı gözler ile bakan, bir buçuk yaşındaki oğluma baktım.

"Bebeğim."

Köfteleri de, pilavın yanına koyduktan sonra, ellerini açmış kuçağıma gelmek isteyen Yiğiti, kollarıma aldım.

Yiğit kollarımda, elleri ile yüzümü buruştururken, son kez masaya bir bakış attım.

Herşey tamamdı, sadece Batuhanın gelmesini bekliyordum. Leyla merdivenlerden sesli bir şekilde indiğinde ona kızgın bakışlarımı yolladım.

"Tamam, anne birdaha merdivenlerden sesli inmeyeceğim."

Yiğit, ablasını gördüğünde, kuçağımda zıplamaya başladı. Onu zapt etmeye çalışırken, kapı çaldı. Leyla'ya bir bakış attım, anında ayağa kalkıp, kapıyı açmaya gitti. On saniye sonra, batuhanın sesini duydum.

Batuhan, benim için bir çok şeye katlanmış adam. Ona o kadar çok minnet duyuyordum, hakkını nasıl ödeyeceğim bilemiyorum.

New York'a ilk geldiğim gün, ölmüş gibiydim. Sevdiğim adamın ihanete uğramak beni üç ay boyunca hayata küstürmüştü. Kolay değildi, hemde hiç bir şekilde. O zamanları hatırlamak bile istemiyorum. Batuhan beni sinir krizi geçirdiğimde, kaç kere sakinleştirdi hatırlamıyorum bile. Ölü gibiydim. Hayatan zevk almıyordum. Yemek bile yemek istemiyordum ama, bebeğim için herşeye katlanıyordum. O acıları şuan atlattığım için o kadar mutluydum ki, anlatamam.

"Oğlumm."

Batuhanın yanımdan gelen sesi ile, düşünçelerimden ayrıldım, iyi ki de ayrıldım çünkü, geçmişi hatırlamak istemiyordum. Hatıralar acı veriyordu.

"Hoşgeldin."

Bana kısa bir gülümseme yolladıktan sonra, kollarını yiğitin gelmesi için açtı.

"Hoşbulduk."

Yiğit beni satıp, batuhanın kollarına gitti. Güldüğünde, çıkan dört dişi onu sevimli gösteriyordu. Yeni çıkan dişleri yüzünden, her gece ağlayıp, beni uyutmuyordu. Onun acı çekmesine dayanamıyordum, o küçüçük bir acı çekse, bana bin mislisi geliyordu.

Anne olmak böyle birşeydi. Anne olmak dünyada en güzel şeydi. Aklıma yiğitin doğduğu gün geldiğinde gülümsedim.

-FLASHBACK-

Bacağımın arasından gelen sızıntı ile, gözlerimi korku ile açtım. Daha çok erkendi, en az bir ayım vardı. Büyümüş karnım ile, batuhanın yanına doğru hızlı adımlar ile ilerledim. Bir yandanda bağırıyordum.

"Batuhaan! Kalk! Bebek geliyor. BATUHAAAN!"

Saniyeler sonra, eli ayağa birbirine girmiş Batuhan geldi. Arkasından leylayı gördüğümde, sakin olmaya çalıştım. Ama olmuyordu!

"Tamam hira, dur o çanta nerede? Nereye koymuştun? Erken doğum oluyor değilmi?"

Telaşlı bir şekilde ordan oraya gidiyordu . Leylaya baktığımda, gözleri dolmuş olan biteni izliyordu.

Değişim Where stories live. Discover now