30. Bölüm

2.9K 134 13
                                    

Yazarken, duygulandım. Otuzuncu bölüme gelmişiz, ne kadar çabuk geçti aylar. İlk yazdığım zamanı hatırlıyorum, 10.03.2015, ne kadar çok zaman geçmiş ardından. Bu hikayeyi yazarken, ağladım, güldüm, mutlu hissetim, kendimi bazen odalara kapattım, birkaç gün kimse ile konuşmadım. Çok zaman geçti, acılar yaşadım, red edildim, ruh gibi ortada gezindim ama, her seferinde hikayeme tuttundum.

Yanımda olduğunuz için çok şanslıyım,
Hikayem o kadar çok ilgi görmese de, sizin varlığınız bana yetiyor. Gerçekten çok ama çok teşekkür ederim, hepinize.

En çokta neye üzülüyorum, biliyor musunuz?

Hira ve mina ikilisini birdaha artık yaşamayacağım için. Onların arkadaşlıklarını o kadar derin ve kuvvetli ama, kelimelere dökemediğimi biliyorum. Olsun, beni böyle kabul edenler de var.

Gerçekten duygusal anlar yaşıyorum bunu yazarken. Lafı uzatmıyorum, hepinizin bildiği gibi, sizler çok seviyorum.

Kendinize çok iyi bakın
-deanie

                          ****

"Sonunda tanıştık."

Arkamdan gelen ses ile aniden, arkamı döndüm. Bu sıralar hissetiğim, korku duygusunu bu sefer gerçekten iliklerime kadar hissediyordum.

Hissetiğim sadece korku değildi, vücudumun verdiği her tepkiyi beynime kazımıştım.

Öyle basit bir korku da değildi, bütün kaslarımı geren, terlememe ve titrememe sebep olacak bir korkuydu. En son ne zaman böyle bir korku hissetmiştim, hatırlamıyorum.

Adrenalin ve korku bir bütün olup, tüm vücudumu sardığımda, karşımda duran adama baktım. Yerimde çivilenmiş gibiydim, beynim bana kaçıp gitmemi emrederken, vücudum beynime ihanet ediyordu.

"Ah, demi?", suratıma alayıcı bir gülüş yerleştirdim,"sabırsızlıkla bekliyordum bu günü."

Korktuğum halde, nasıl bu kadar alayıcı davrana biliyordum, bilmiyorum.

Korkmuyor değildim ama, bunu düşmanıma belli edecek kadar salakta değildim.

Yavaş adımlar ile, hiç acelesi yokmuş gibi bana doğru ilerledi. Onu inceleme fırsatı bulmuştum. Sokak ışıkları, hareket ettikçe yüzünü aydınlatıp, söndürüyordu. Sert ve keskin yüz hatları bana korkman gerektiğini söylüyordu.

Kaçıp gitmek istesem de, olduğum yerde kaldım. Ayaklarım kendiliğinden bir iki adım arkaya gittiğinde, adam sırıttı.

Yanıma gerçekten yaklaştığında, kendimi savunma pozisyona hazırladım. Karnıma bir tekme gelmemesi için, elimden geleni yapacaktım.

"Herşey şimdi bitecek. Öleceksin biliyorsun değil mi?"

Güldüm, hatta kahkaha attım. Gerçekten beni öldürebileceğini mi sanıyordu?

"Sende öleceksin biliyorsun değil mi?"

Alayıcı tavrım onu sinir ediyordu biliyorum ama, sinirlenmesi hoşuma gidiyordu. Deli miyim ne?

"Neden boyundan büyük laflar ediyorsun hira?"

Gülüşüm silinirken, ciddi bir ifade ile ona bakmayı sürdürdüm.

"Senin boyun kadar ediyorum, merak etme."

Veeee gol! Tamam dediğim çok saçma çünkü, karşımda duran adama 1.80di. Ben ise 1.75, yani aramızda çok fark yoktu.

"Gözlerin bozulmuş herhalde."

Şuan bana sergiliyordu, alayıcı tavırlarını. Gerçekten de, insanı sinir ediyordu.

Değişim Where stories live. Discover now