4. Bölüm

11.7K 399 42
                                    


-DÜZENLENDİ 07.11.16-
Eğer bir yerdr hata görüyorsanız, bildirin lütfen! Keyifli okumalar!

Mina;

Hiranın, bunu kuzeyin yanında söylemesi, birazda olsun utandırmıştı beni. Evet evde yanlız kalmamıyordum, korkuyordum çünkü. Benden Mert ve Bartu'yu aramamı istemişti, ama ben daha önce hiç bir erkek ile aynı evde kalmamıştım ki.

Mecburen Mert'i veya Bartu'yu aramak zorundaydım.

Gözlerimi incelediğim parkeden çektim ve kuzeye bakmaya başladım. Çok yakışıklıydı ya, yandan baktığımda bile yüz hatları beni benden alıyordu. Kendime gelmem için gözlerimi kapattım ve üçe kadar saydım.

1..2...3...
Gözlerimi açtığımda birazda olsun kendime gelmiştim. Kuzeye bir bakış atarken yakalandım. Bana bakmayı sürdürünce ona 'ne bakıyon eşek mi oynuyor?', demek istemiştim. Ama sadece istemiştim, söylememiştim.

"Kuzey, zahmet olmazsa beni Hira'nın evine bırakabilir misin?"

Evet! Hira'nın evine gidecektim. Eğer kendi evimi gitseydim, anne ve babam ile karşılaşır, onlara yarım saat hesap vermek zorunda kalırdım.

"Olur"

Gözlerini bir an bile çekmeden beni izleyen kuzeyin karşısında, dilim tutulmuştu. Büyük bir ihtimal ile şuan konuşmaya çalışsam 'hebeebebe deke olele' şekilde cümleler çıkardı ağzımdan. Gözlerimi yere sabitledim ve kapıya doğru adım atmaya başladım. Önümde kuzey, arkasında bir karakoldan çıktık.

Aklıma Hira'nın ve Berkayın birbirlerine bakışları geldiğinde kıkırdadım. Berkayın gözünde ki morluk ve dağılmış olan saçı dikkati çekmedi değil. Ama o kargaşanın arasında aklıma sormak gelmemişti.

Dışarı çıktığımda, derin bir nefes çektim çiğerlerime. Gülümseyerek açtığım gözlerim direk kuzeyi buldu. Arabasına yaslanmış, telefonu ile uğraşıyordu.

Koşarak yanına geldim. Koştuğum zaman, ayakkabımın asfalta çıkardığı sesi seviyordum. Tak! Tak! Tak!

Bana bir bakış artıktan sonra arabaya bindi ve benim yolcu koltuğuna oturmamı bekledi. Anında gaza basarken, kemerimi bağladım. Aman, birşey felan olur! Allah korusun.

Cebimden telefonumu çıkardım ve Mert'i aramaya başladım. Salak kim bilir hangi cehenemde, ne bok yiyordu. Küfür için üzgünüm! Unutmayın, bunları ben değil, beynim düşünüyor!
Bahaneye bak be! Beyfendi beş çalışta telefonunu açabilmişti. Nihayet, bir an telefonun sonsuza kadar çalacağını sanmıştım.

"Alo, Mert?"

"Efendim, ne oldu Mina?."

Nefes nefese verdiği cevap karşısında şaşırdım. Napıyordu mal? Yoksa? Yok ya, o kadar iğrençleşmez herhalde. Umarım.

"Mert sakın bana düşündüğüm şeyi yapıyorum deme!"

Bağrışım karşısında, Mert kıkırdadı, kuzey ise sadece bana yan bir bakış atmakla yetindi.

"Minacığım, ne düşündüğüne bağlı o."

Kahkaha attı, kahkası karşısında yüzümü buruşturdum, ne kadar iğrençti bu erkek milleti! Kuzeyin beni izlediğini fark ettiğimde, yüzümü normal haline getirdim.

Değişim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin