21.Bölüm

449 48 49
                                    

Canlarım vote çok az geliyor. Bölümü beğenirseniz vote atabilir misiniz???

İyi okumalar.
______________________________

Yaklaşık yarım saat boyunca akademinin yakınındaki yerlere bakmışlardı ancak hiçbir şey bulamamışlardı. Etraftaki kişilere, genç kızı görüp görmediklerini sormuştu Adrian ancak herkes, Alexandra'yı görmediğini söylemişti.

En sonunda açıklık bir alanda durmuş ve etrafına bakmıştı genç adam. Kardeşi için endişeliydi. Ona bir şey olursa yaşayamazdı. Birlikte geçirmişlerdi neredeyse her anlarını.

Aklına, Alexandra'nın güç kontrol salonunda çıkışı geldikçe "Keşke ben de onunla gitseydim." diye düşünüyordu. Alexandra'nın kaçırıldığından emindi, ikizi hiçbir zaman bu kadar sorumsuz davranmazdı.

Kardeşi, kendisini savunabilirdi. Bunu biliyordu Adrian ancak yine de endişeleniyordu. Zaten daha yeni iyileşmişti yarası ve kendisini zorlamaması lazımdı. Üstelik genç kızı kaçıranların kaç kişi olduklarını veya kardeşinin, onlar karşısında ne kadar süre kendini savunabileceğini bilmiyordu genç adam.

Alexandra'dan bir iz bulma umuduyla en az on kez baktığı yerlere tekrardan baktı ancak aldığı sonuç değişmeyince sıkıntıyla derin bir nefes aldı.

Akademinin yakınlarındaki her yere bakmışlardı ama Alexandra'dan iz yoktu. Oceana'nın her yerine bakamazlardı. Bunun için zamanları yoktu. Bu yüzden Adrian, annesini aramaya karar verdi. Annesinden bahçede olanları izlemesini isteyecekti.

Normalde çok ciddi bir durum söz konusu olmadıkça annesinden yardım istemezdi çünkü Fiona'nın gücü, diğer mutant güçlerinden farklı olarak çok daha fazla enerji istiyordu ve bu durum, Fiona'yı zorluyordu çoğu zaman. Bu yüzden gücünü nadiren kullanırdı Fiona ancak durum ciddiydi. Alexandra kayıptı ve Adrian, ne yapacağını bilmiyordu.

Derin bir nefes alıp telefonunu çıkardı Adrian. Tam annesini arayacağını sırada telefonu çaldı. Arayan annesiydi. Telefonu açtı.

"Anne."

"Oğlum! Kardeşin ile ilgili bir şey bulabildiniz mi?"

"Hayır anne, ben de bu yüzden tam seni arayacaktım. Yardımın lazım."

Adrian'ın son cümlesinden Fiona ne demek istediğini anlamıştı oğlunun.

"Anladım oğlum, bir gelişme olursa beni haberden etmeyi unutma ve dikkatli olun."

"Tamam anne, merak etme."

Adrian, telefonu kapattık sonra biraz ilerisinde duran Marco'ya seslendi.

"Bir şey bulabildin mi?"

Marco, genç adamın konuşmasıyla arkasına dönüp Adrian'a baktı ve kafasını iki yana salladı.

"Hayır, hiçbir iz yok."

Adrian, cevabı duyunca kafasını eğdi. Gözleri dolmuştu. Kardeşini bulmak istiyordu. Bunu gerçekten de çok istiyordu. Alexandra'dan haber alamadıkları her saniye, Adrian'ın endişesi ve üzüntüsü artıyordu.

"Umarım iyisindir Alex." diye geçirdi içinden.

Derin bir nefes alıp kafasını kaldırdı ve gökyüzüne baktı. Ardından gözlerinden akan birkaç damla yaşı sildi.

Alexandra'yı bulacaktı, ne olursa olsun.

******

Fiona aramanın sonlanmasıyla telefonu, masasına bıraktı ve derin bir nefes alarak oturduğu sandalyeden kalkıp kapıya doğru yol aldı.

OCEANA AKADEMİSİ (OS-1) [Ara Verildi]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin