Fifteen

22 4 0
                                    


--

You take a deep breath and you walk through the doors
Derin bir nefes alıyorsun ve kapılardan içeri giriyorsun

It's the mornin' of your very first day
Bu okulun ilk gününün sabahı

You say hi to your friends you ain't seen in a while
Bir süredir görmediğin arkadaşlarına selam veriyorsun

Try and stay out of everybody's way
Kimsenin yoluna çıkmamaya çalışıyorsun

It's your freshman year and you're gonna be here
Bu senin başlangıç yılın ve burda olacaksın

For the next four years in this town
Önümüzdeki dört yıl boyunca bu kasabada

Hopin' one of those senior boys will wink at you and say
Son sınıf erkeklerinden birinin gelip sana göz kırpmasını ve

"You know, I haven't seen you around before"
"Biliyor musun, seni daha önce buralarda görmedim" demesini umuyorsun

'Cause when you're fifteen and
Çünkü on beş yaşındayken ve

Somebody tells you they love you
Birileri sana seni sevdiğini söylediğinde

You're gonna believe them
Onlara inanacaksın

And when you're fifteen,
Ve on beş yaşındayken,

Feelin' like there's nothin' to figure out
Ortada anlamaya uğraşacağın hiçbir şey yokmuş gibi hissedeceksin

Well, count to ten, take it in
Yani, 10'a kadar say, nefes al

This is life before you know who you're gonna be
Bu, kim olacağını bilmeden önceki olan hayat

At fifteen.
On beş yaşındayken.

You sit in class next to a redhead named Abigail
Sınıfta kızıl saçlı Abigail adındaki kızın yanına oturdun

And soon enough, you're best friends
Ve çok geçmeden, en yakın arkadaşlar oldunuz

Laughin' at the other girls who think they're so cool
Kendilerinin havalı olduğunu zanneden diğer kızlara gülüyoruz

We'll be outta here as soon as we can
Mümkün olan en kısa sürede buradan çıkacağız

And then you're on your very first date and he's got a car
Ve sonra hayatındaki ilk randevuya çıktın ve onun arabası var

And you're feelin' like flyin'
Ve uçuyormuş gibi hissediyorsun

And your mama's waitin' up
Ve annen evde seni bekliyor

And you're thinkin' he's the one
Ve o çoçuğun doğru kişi olduğunu düşünüyorsun

And you're dancin' 'round your room when the night ends
Ve o gece sona erdiğinde odanda dönüp duruyorsun

When the night ends
Gece sona erdiğinde

'Cause when you're fifteen and
Çünkü on beş yaşındayken ve

Somebody tells you they love you
Birileri sana seni sevdiğini söylediğinde

You're gonna believe them
Onlara inanacaksın

And when you're fifteen and your first kiss
Ve on beş yaşındayken ve ilk öpücüğünü aldığında

Makes your head spin around, well
Sanki başın dönüyormuş gibi hissedeceksin

In your life you'll do things greater than
Hayatı boyunca daha iyi şeyeler yapacaksın

Datin' the boy on the football team
Futbol takımından bir çoçukla çıkmaktan başka

I didn't know it at fifteen
On beş yaşındayken ben bunları bilmiyordum

When all you wanted was to be wanted
Tüm istediğin sadece biri tarafından istenmek olduğunu da

Wish you could go back and tell yourself what you know now
Geçmişe dönebilmeyi ve kendine şu anki bildiklerini söylemeyi dileyeceksin

Back then, I swore I was gonna marry him someday
O zamanlar, onunla bir gün evleneceğime yemin etmiştim

But I realized some bigger dreams of mine
Ama anladım ki benimkiler abartılı hayallerdi

And Abigail gave everything she had
Ve Abigail sahip olduğu her şeyi

To a boy who changed his mind
Fikrini değiştiren bir çoçuğa verdi

And we both cried
Ve ikimiz de ağladık

Cause when you're fifteen and
Çünkü on beş yaşındayken ve

Somebody tells you they love you
Birileri sana seni sevdiğini söylediğinde

You're gonna believe them
Onlara inanacaksın

And when you're fifteen,
Ve on beş yaşındayken,

Don't forget to look before you fall
Aşık olmadan önce dikkatlice bakmayı unutma

But I've found time can heal most anything
Ama zamnın çoğu şeyi iyileştirebildiğini fark ettim

And you just might find who you're supposed to be
Ve böylece kim olman gerektiğinin farkına varmış olabilirsin

I didn't know who I was supposed to be
Kim olmam gerektiğini bilmiyordum

At fifteen.
On beş yaşındayken.

Your very first day
İlk günün de

Take a deep breath, girl
Derin bir nefes al, kızım

Take a deep breath as you walk through the doors
Kapılardan içeri girerken derin bir nefes al







Fearless (Taylor's Version) (Türkçe Çeviri) Where stories live. Discover now