The Other Side Of The Door

6 3 0
                                    


--

In the heat of the fight I walked away
Tartışma hararetlenirken çıkıp gittim

Ignorin' words that you were sayin'
Söylediğin kelimeleri duymazdan geliyorum

Tryna make me stay
Kalmamı sağlayacak kelimeleri

I said, "This time I've had enough"
Dedim ki "Bu sefer yetti artık"

And you've called a hundred times
Ve yüzlerce kez beni aradin

But I'm not picking up
Ama telefonu açmayacağım

'Cause I'm so mad I might tell you that it's over
Çünkü çok sinirliyim sana bunun bittiğini söyleyebilecek kadar

But if you look a little closer
Ama biraz daha yakından bakarsan

I said, "Leave," but all I really want is you
"Git" dedim ama aslında tek istediğim senin

To stand outside my window throwin' pebbles
Penceremin önünde durup çakıl taşları atman

Screamin', "I'm in love with you"
"Sana aşığım" Diye bağırman

Wait there in the pourin' rain, comin' back for more
Sağnak yağmurda orda durman ve daha fazlası için geri gelmen

And don't you leave 'cause I know
Ve gitmeni istemiyorum çünkü biliyorum

All I need is on the other side of the door
Tüm ihtiyaç olan şey kapının öbür tarafında

Me and my stupid pride are sittin' here alone
Ben ve aptal gururum burda tek başımıza oturuyoruz

Goin' through the photographs, starin' at the phone
Telefonuma bakarak fotoğraflara göz geçiriyorum

I keep goin' back over things we both said
İkimizin de söylediği şeylere tekrardan düşünüyorum

And I remember the slamming door
Ve kapıyı çarptığımı hatırlıyorum

And all the things that I misread
Ve yanlış anladığım tüm o şeyleri de

Oh, babe, if you know everything
Bebeğim, her şeyi biliyorsan eğer

Tell me why you couldn't see
Bana neden anlayamadığımı söyle

When I left, I wanted you to chase after me, yeah
Gittiğim zaman, peşimden koşmanı istiyorum

I said, "Leave," but all I really want is you
"Git" dedim ama aslında tek istediğim senin

To stand outside my window throwin' pebbles
Penceremin önünde durup çakıl taşları atman

Screamin', "I'm in love with you"
"Sana aşığım" Diye bağırman

Wait there in the pourin' rain, comin' back for more
Sağnak yağmurda orda durman ve daha fazlası için geri gelmen

And don't you leave 'cause I know
Ve gitmeni istemiyorum çünkü biliyorum

All I need is on the other side of the door
Tüm ihtiyaç olan şey kapının öbür tarafında

And I'll scream out the window
Ve camdan dışarı bağıracağım

I can't even look at you
Sana bakamıyorum bile

I don't need you but I do, I do, I do
Sana ihtiyacım yok ama var, var, var

I say, "There's nothing you can say
Dedim ki "Söyleyebileceğin hiçbir şey yok

To make this right again, I mean it, I mean it"
Bunu tekrar düzeltmek için, ciddiyim, ciddiyim"

But what I mean is
Ama asıl kast ettiğim şu

I said, "Leave," but all I really want is you
"Git" dedim ama aslında tek istediğim senin

To stand outside my window throwin' pebbles
Penceremin önünde durup çakıl taşları atman

Screamin', "I'm in love with you"
"Sana aşığım" Diye bağırman

Wait there in the pourin' rain, comin' back for more
Sağnak yağmurda orda durman ve daha fazlası için geri gelmen

And don't you leave 'cause I know
Ve gitmeni istemiyorum çünkü biliyorum

All I need is on the other side of the door
Tüm ihtiyaç olan şey kapının öbür tarafında

With your face and the beautiful eyes
Yüzün ve güzel gözlerinle

And the conversation with the little white lies
Ve küçük masum yalanlarla dolu bir sohbetle

And the faded picture of a beautiful night*
Ve güzel bir gecenin rengi solmuş fotoğrafı

You carried me from your car up the stairs
Beni arabandan üst kata taşıdın

And I broke down crying, was she worth this mess?
Ve dayanamayıp ağladım, o mutsuzluğuma değdi mi?

After everything and that little black dress
Her şeyden ve o kısa siyah elbiseden sonra

After everything I must confess I need you
Her şeyden sonra, sana ihtiyacım olduğunu itiraf etmeliyim







The faded picture of a beautiful night*: Burada muhtemelen zamanla daha az canlı hâle gelen ancak yine de güzellik veya nostalji duygusunu koruyan bir anı veya deneyimi ifade ediyor. Bu, hafızasının, tıpkı solmuş bir fotoğraf gibi, netliğinin veya ayrıntılarının bir kısmını kaybetmiş olabileceğini, ancak deneyimin özünün - güzelliğinin veya öneminin - bozulmadan kaldığını öne sürüyor.  Bu ifade sıklıkla geçmiş bir âna veya duyguya duyulan özlemi veya duygusallığı çağrıştırmak için kullanırlar

Fearless (Taylor's Version) (Türkçe Çeviri) Where stories live. Discover now