F

13.5K 1.3K 1.2K
                                    

Jisung, Minho işe gittikten sonra ortalığı toparlamış, bir güzel evi silip süpürüp Jungwon'la beraber kurabiye yapmaya başlamıştı.

Jungwon kurabiyelerine solucan şekli verirken Jisung yuvarlayıp öylece tepsiye bırakıyordu.

"Babacığım, bak, solucan." Jungwon iki eliyle tuttuğu hamuru kıvırarak babasının eline götürürken Jisung güldü.

"Çok tatlıymış adı ne?"

"Jimin! O bir kız solucan, saç da yapacağım." Jungwon kollarını tezgaha yaslayıp yarı bedenini una bularken, iki küçük parçayla solucanına saç yapıyordu. Jisung onu izlerken derin bir nefes aldı.

"Bebeğim, sandalyeden iner misin?"

"Ama babacığım, boyum yetmez."

"Lavaboya gideceğim, lütfen iner misin?"

Jungwon dudak büzerek sandalyeden inmiş, babası koşar adımlarla banyoya giderken arkasından bakmıştı. "Çok çişi geldi herhalde." diyerek yere oturup işine devam ederken banyodan gelen öğürme seslerini duymamıştı bile.

Jisung hem heyecan dolu bir halde hem de yorgun bir ifadeyle elini yüzünü yıkamış, çekmecenin derinliklerinde duran testi eline alıp gözlerini kapatmıştı.

"Hadi bu sefer olsun, lütfen."

Kısa süre içinde testi yapıp aleti temizleyerek kenara bırakmış, sonuç çıkmadan önce banyodan ayrılmıştı.

Jungwon hala hamurla oynuyordu.

"Babacığım?"

"Aşkım, bak sana bir şey vereceğim şimdi ama önce hamuru bırak."

"Oyuncak mı?" Jisung başını iki yana sallarken Jungwon hamuru tepsiye bırakmıştı. Jisung oğlunu sıkıca sarmış, gözlerini kapatarak kokusunu içine çekmişti.

"Babacığım?"

"Bebeğim, şimdi banyoda bir şey var, lavabonun kenarında tamam mı? Onun üstünde kaç tane çizgi olduğuna sen bak, eğer bir taneyse hemen çöpe at, değilse getir bana." Jungwon ne olduğunu anlamasa da onayladı.

"Neden sen bakmıyorsun?"

"Çünkü, ım, çünkü... Neden bakmıyorum çünkü, evet, bu oyun. Oyunumuzun parçası bu tamam mı? Küçük bir oyun."

"Oyunları severim!" Jungwon babasından ayrılıp koşarken Jisung arkadından "Koşma!" diye bağırmış, oğlu durup yürümeye başlayınca gülerek kucağına kırlenti almıştı. Gözlerini kapatıp, koltukta sallanarak beklemeye başladı.

Minho'nun aylar önce atmadını söylediği testlerden birinin pozitif çıkmasını umuyordu.

"Nasıl pozitif çıkacak ki?" dedi iç çekip. "Minho aylardır içmiyor ilaçları."

Ayaklanmış, oğlundan gelecek cevabı beklemeye başlamıştı. Çok gergin hissediyordu.

"Babacığım! Burada iki tane küçük kırmızı çizgi var, onları mı diyorsun?" Jungwon salona gelirken elindeki testin ne olduğunu çözmeye çalışıyordu. Cümlesini bitirdiği gibi babası onu kucağına alınca korkuyla boynuna sarıldı.

"Evet! Evet onları diyorum!" Jisung oğlunu sımsıkı sararken gülümsedi.

"Ne oldu peki şimdi? Kazandım mı oyunu?"

"Hm hm, kazandın."

"Yaşasın!" Jisung gülümsemiş, oğluyla beraber onun odasına geçerken cebindeki telefonu çıkarmıştı.

the omega | minsungWhere stories live. Discover now