32

12.6K 1.3K 695
                                    

Jisung yatakta dönüp dururken uyumadan sessizce yatan eşine dönmüş, Minho da ona dönünce dudak büzmüştü.

"Çok ateşi çıkmıştı, gitsek mi doktora?"

"İndi demedin mi?" Jisung onaylamış, sırt üstü dönüp tavanı izlemeye başlamıştı.

Jungwon iki gün önce Changbinlerin bahçesinde Hyunjin ve Jeongin'in kışkırtmaları sayesinde kuzeniyle su savaşı yapmış, haliyle hasta olmuştu.

İki çocuk da hasta olduğu için Minho ikisi Felix'i hasta etmesin diye çocukları alıp eve getirmişti. Gün içinde Jungwon toparlasa da Jaeyun hala halsizdi.

İkisi sessizce yatarken açık kapıdan içeriye giren minik adımlarla Minho başını kaldırdı, yeğeni gelmişti.

"Amcacığım."

"Efendim bebeğim, gel bakalım." Minho doğrulup çocuğu yatağa çıkarırken Jisung da doğrulmuştu.

"Kafam çok ağrıyor." Minho dudaklarını miniğin alnına bastırırken iç çekti. Ateşi fırlamıştı yine.

"Olmayacak böyle Minho, acile gidelim. Çocuk emanet bak havale geçirecek." Jisung ayaklanmış, Jungwon'un odasına doğru gitmişti. Oğlunun uyumadığını görünce onu kaldırdı.

"Doktora gidiyoruz bebeğim, hadi giyinelim üstünü." Dolaptan hızlıca eşofman takımı çıkarıp oğlunu giydirmiş, üzerine hırkasını geçirip onun elinden tutarken Jaeyun'a da eşofmanlarını getirmişti.

"Ağlama bebeğim, bak doktora gidiyoruz." Minho kucağına oturup sessizce ağlayan çocuğun üstünü giydirirken Jaeyun amcasının boynuna sarılıp ağlamaya devam etti. "Ama çok ağrıyor!" derken öksürmüştü de.

"Of Hyunjin of! El kadar çocuklara su savaşı yaptırmak nedir ya?" Jisung söylene söylene sırt çantasına lazım olabilecek birkaç şeyi atıp Jaeyun'un çantasının gözündeki kimliği cüzdanına sıkıştırdı. Jungwon yatağa çıkıp kuzenine sarılırken Minho iki oğlanı yatakta bırakmış ve üzerini değiştirmek için Jungwon'un odasına geçmişti.

Jisung ikisinin başında beklerken Jaeyun'un alnını öptü. "Su ister misin?" Jaeyun dudak büzerek başını iki yana sallarken Jungwon ona sarılıp saçlarını okşadı. "Üzülme, iyileşeceksin."

Jaeyun öksürürken Minho gelmiş, Jisung da üzerini değiştirmeye gidince oğlunun elimi tutup yeğenini kucağına almıştı.

Üçü beraber evden çıkarken Jisung onlara yetişti.

Kapının önündeki arabaya ulaşana dek Jaeyun en az on kere öksürmüştü.

Dördü beraber arabaya yerleştiğinde, Jungwon arkadaki koltuğuna oturmuştu Jaeyun ise Jisung'ın kucağında ve öndeydi, Minho arabayı çalıştırıp Changbin'i aradı.

Saniyeler içinde telefon açılınca iç çekti.

"Bir şey mi oldu?" dedi Changbin anında.

"Endişelenmeyin bak, çok öksürüyor ve ateşi var diye acile gidiyoruz şimdi. Ben ararım sizi. Yongbok'a sabah söyle telaşlanmasın." Minho arabaya bağlı telefona konuşurken Jaeyun babasının sesini duyunca dağa çok ağlamaya başladı. "Baba!"

"Şşhh, yok bir şey. Ağlama sen bak arabalara bakalım biz. Hyung başı ağrıdığı için ağlıyor telaş edilecek bir şey yok." Jisung çocuğu göğsüne yaslayıp saçlarını severken Changbin ofladı.

"Felix'i bırakıp gelemem ki, sancısının olduğunu söyledi, zor uyudu."

"Ya gelmelik bir durum yok birader, hallediyorum ben. Haber vermek için aradım." dedi Minho direksiyonu çevirirken. Jaeyun salya sümük ağlarken telaşlıydı zaten, bir de Changbin telaşlanırsa iyice aklı karışacaktı.

the omega | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin