ağlatma timi, 2

1.8K 235 414
                                    

Taehyung'un seokjin ile karşılaşmasının üzerinden saatler geçmesine rağmen, jimin hala üzerinde az bile olsa garip bir baskı hissediyordu. Arkadaşının henüz alfa istemediğini, çok iyi bilmesine rağmen ortamda oluşan o yoğun koku tam tersini söylüyordu.

Gözleriyle koltukta oturan taehyung'u izlediğinde ise onun bu durumu çok fazla takmadığına kanaat getirmişti. Belli ki yıllar sonra safkan bir alfayla karşılaşmak farklı belirtilere neden olmuştu. "Hala film seçemedin mi?" Taehyung, elindeki iki şık arasında kaldığından ortama derin bir nefes bıraktı.

Ağlaması gerekiyordu ve bunu bir an önce yapması şarttı. "Sence hangisi?" Jimin önerilere baktığında bunların onu asla ağlatmayacağına emindi yine de bir tanesini seçmişlerdi. Taehyung filmi açarken kapı zilinin çalmasıyla jimin hemen koşarak kapıya yöneldi. Taehyung'u ağlatmak konusunda tek başına savaşamayacak kadar yorgundu.

Bu yüzden yoongi'yi de çağırmıştı. Biraz huysuz ve ilgisiz bir omegaydı ve kesinlikle insanı sinirden ağlatacak dereceye getirirdi. İnci olayını bilmediği için, belki sinirden ağlatma şıkkını kullanmak istedi jimin. "Hoş geldin," uykusuzluktan gözleri şişmiş bir halde içeri girdiğinde jimin kafasını olumsuzca oynatmaya başladı. Belli ki bugün yoongi tersinden kalkmıştı ve ikisinin de canını okuyacaktı.

"Ne bu halin?" Beyaz tenli omega koltuğa oturduğunda kafasını arkaya doğru yasladı ve tavanı izlemeye başladı. Bu konu hakkında konuşmak istemediği çok belli oluyordu. Jimin, derdini az çok anladığında alfasının hala nasıl bu hallerine katlandığına şaşırmadan edemiyordu. "Mevzu jungkook mu?" Yoongi ismini duyduğunda bile içindeki yorgun kurdunun kıpraşmasına göz devirdi.

Sürekli bu aptal alfa için şahlanması canını sıkıyordu. "Bugün hiç yazmadı veya aramadı." Taehyung; iyi ki ilişki kurmuyorum veya bir alfa tarafından mühürlenmedim diye içten içe seviniyordu. Arada yoongi ve jungkook kavgalar ediyor ama ruh eşleri oldukları için ikisinin de kurtları ayrı kaldıkları her dakika deli gibi huzursuzluk veriyordu.

Bu yüzden sevgi değil de daha çok mecburiyet olarak adlandırıyordu taehyung bu durumu. Halbuki öyle değildi, kurtları birbirini sevdikleri için huzursuzlanıyorlardı. Taehyung ise daha önce sevmediği ve hiçbir alfa'nın kendi ruh eşi olmadığı için bu konulardan oldukça uzak durmaya özen gösteriyordu.

"Seokjin hyung geldiği için bu akşam onunla olacaklar. Biraz abartmıyorsun sence de?" Yoongi, jimin'in sözlerinden sonra sinirden siyaha dönen gözlerini üzerine dikti. Taehyung oluşan ortam yüzünden hemen araya girmeliydi çünkü yoongi yine sinirlenmiş ve dehşet saçan bakışlarını ortaya çıkarmıştı.

"Hadi ama film izlememiz gerekiyor." Yoongi ekrana kafasını çevirip sakinleşmeye başladı. Sürekli kendisini haklı buluyordu. Ona göre alfası asla haklı değildi. Hep kendisini sevmeli ve özen göstermeliydi. Film başladıktan sonra taehyung sırtını yoongi'ye doğru döndü ve pikesini üzerine çekti. Eğer ağlarsa, incilerini görmemesi gerekiyordu.

Halbuki ona çok güveniyordu ve ondan saklamak istemiyordu ama jungkook'un ondan bir şeyler sakladığını hissettiği an feromonlarını kullanıp öğrenebilirdi. Yoongi'nin ağzı sıkıydı ama alfasının kokusuna karşı koyamıyordu. Bunu da jimin ve taehyung iyi bildiğinden ona bu inci olayından bahsetmemişlerdi.

Film başladığından beri gözlerinden bir tane bile yaş düşmemişti. Taehyung çabalasa bile asla damlamıyordu. Filmin ortasında zaten yoongi, jungkook ile ilgili olduğunu söyleyip gitmişti. Bu yüzden taehyung oldukça rahat bir şekilde yatağına uzanmış, aklına tüm kötü anları getiriyordu ama asla ağlayamıyordu. Jimin de bunun farkındaydı.

"Olmuyor taehyung, başka yöntemler deneyelim." Yatakta tavanı izleyen omega, artık ağlayamayacağına inanmaya başlamıştı ve bu yüzden pes etmek istiyordu. "Boşver jimin, olmayacak baksana." Öyle gibi dursa bile pes etmek istemiyordu içten içe. Bu incilere kuracağı kurum için ihtiyacı vardı. Aile desteği olmadan kendi başına yapmak istiyordu.

And then he came, like a dream ✓Where stories live. Discover now