kalp kırıklığı, 21

1.8K 198 1.1K
                                    

Daha önce hiç kalp kırıklığı yaşadınız mı?

Berbat bir duygunun, en soyut haliydi kalp kırıklığı. Birini ilk başta çok sever, daha sonra çok fazla benimserdiniz. Ona her zaman güvenir ve hep onunla rahat hissederdiniz. Bir şeyler paylaşır, güler, eğlenir, gününüzü geçirir ve daha rahat olurdunuz onun yanında. Hep gözleriniz onu arar, güven duyduğunuz sesine sığınırdınız.

Bu insanlara duyulan güven öyle büyüktür ki, en küçük hareketleri bile sizi yavaş yavaş üzmeye başlar. Eğer kalbinizi kırarsalar, o zaman hayat sizin için bir süreliğine durur. Kalbiniz kırılır, ağlarsınız, tüm gün mutsuz olursunuz, hayattan ve insanlardan çekinmeye bile başlarsınız.

Çünkü kalp kırıklığı; yoğun bir duygudur.

Tam olarak seokjin, şu an bu durum içindeydi. Duyduklarından sonra kendini koltuğun yanına bırakmış, öylece yeri izliyordu. Kulaklarındaki uğultular gitmiyor, omeganın ağlayışlarıyla doluyordu zihni. Güvendiği, sevdiği, yıllardır aşık olduğu adamın onunla sadece gelir elde etmek için olduğunu duyduğunda...

Bu alfaya çok ağır gelmişti. Gözlerinin dolma sebebi, ki alfa ilk defa biri için bu kadar aciz hissediyordu, ruh eşinin kendisinin kalbini kırmasıydı. Kalkıp gitmek istiyordu. Ondan uzaklaşmak istiyordu ama kurdu buna izin vermiyordu. Eğer giderse, ondan ayrılırsa ikisi de acılar içinde kalacaktı ve alfa, omeganın zarar görmesini istemiyordu.

Bu yüzden hala kolunu bile kıpırdatmadı. Sanki boşluğa bakıyor gibiydi. Ne hissetmesi ve ne düşünmesi gerektiğini asla bilmiyordu. Sonsuza kadar burda oturup, kimseyle konuşmak bile istemiyordu. Taehyung'a neden diye bile sormamıştı, çok kırgındı. Kalbini sanki elleri arasına almış, parçalayana kadar sıkıyorlardı.

Alfa bu iğrenç duyguyu hiç sevmemişti. Gerçekten kusmak istemesine sebep olacak kadar midesini bulandırıyordu bu durum. Bu yüzden yavaşça yutkundu ve kafasını koltuğa koyup duvarın dibindeki omegayı izlemeye başladı. Kafasını dizlerine gömmüş, soğuk duvara yaslamıştı sırtını. Hıçkırarak ağlaması, alfayı rahatsız etmişti.

Onun ağlamasına asla dayanamıyordu. Sinirli bir şekilde nefes verip, elleriyle yüzünü ovuşturdu. Bu duruma düştüğü için kendinden bile nefret etti. Bir şeyler olduğunu, gözlerine her baktığında omeganın nasıl korktuğunu fark ettiği an, onu anlatmaya zorlamalıydı. Bu duruma gelmelerine izin vermemeliydi.

Onunla evlenmek istiyordu alfa. Onu herkese eşim diye tanıtmak, ailelerine söylemek, mutlu bir hayat kurmak istiyordu. Şimdi kalbi bu kadar kırıkken buna nasıl tahammül edecekti? Bu duygularla nasıl yaşardı? Gözlerini bir müddet kapattı ve düşünmeye başladı. Bazı soruların cevabına ihtiyacı vardı.

Omegayı seviyor muydu? Sevmek, az bile kalırdı. Ona uzun zamandır aşkla bağlıydı.
Peki ona güveniyor muydu? Alfa bir müddet durdu ve beynindeki sese odaklandı. Omeganın "eskiden böyle düşündüm," dediği sese kulak kesildi. Buna rağmen evet omegaya güveniyordu ama kalbi daha önce hiç bu kadar kırılmamıştı.

Alfa ona bu zamana kadar söylememesine, susmasına, en mükemmel anlarında gelip bombayı ortalarına bırakmasına çok kızgındı. Ona en başında söylemesi gerekiyordu. Her şeyin bu kadar ilerlemesine izin vermeden söylemesi gerekiyordu. Şimdi oldukları durum asla iyi değildi. Bundan çok rahatsızdı.

Omega ise korkuyordu. Şu an hissettiği tek şey korkuydu. Seokjin'i kaybetme korkusu sarmıştı tüm bedenini. Ondan gitmek, uzaklaşmak istemiyordu. Onunla kalmak, kucağında oturmak ve sadece ona sarılmak istiyordu. Evet hatalıydı, en başında söylemesi gerekiyordu ama yapamamıştı. Kendinden utanıyordu...

Daha fazla böyle sessiz kalmasına dayanamadı sevgilisinin. Onu kırmıştı ve bunu kendisinden başkası kimse düzeltemezdi. Dizleri üzerinde, bedeni titrerken seokjin'e yaklaştı. Kendisini iterse eğer, sanırım üzüntüden hastalanabilirdi. Şu an çok hassastı ve tek ters lafına, bağıra bağıra ağlardı. Omeganın kurdu tam şu an devredeydi.

And then he came, like a dream ✓Where stories live. Discover now