yakıcı ateşin külleri, 20

2K 192 1.1K
                                    

Her zaman belli bir akışı vardı hayatın. Bazen bazı anların olması, bazı sözlerin söylenmesi gerekiyordu. Dün gece yaşanan mühür, tam olarak olması gereken bir durumdu. Ruh eşlerinin, kendilerini ilk fark ettikleri an oluşan bakış, bir nevi içsel bir ön mühürleme olabilirdi. Bazı ruhlar, doğmadan bile önce, birbirleri için yaratılırdı.

Alfa ve omega kesinlikle en başından beri birbirlerinin kaderiydi. Seokjin, yatakta tavanı izlerken dudaklarına takındığı gülüşü, mutluluğunu gösteriyordu. Çıplak göğsüne sıkıca sarılmış, uyuyan omegasının saçlarını okşarken oldukça huzurluydu. Yumuşak sarı saçları karnını okşuyordu adeta sıcaklığıyla.

Omegasının ensesindeki diş izlerine işaret parmağını yaklaştırdı ve yavaşça o kısmı okşamaya başladı. Canı acısın hiç istemiyordu. Alfa şimdiden bundan sonrasını düşünmeye başlamıştı. Omeganın okulunun bitmesine daha vardı ama yine de kendini ileriyi düşünmekten alamıyordu. Ruh eşini, hep yanında istiyordu.

O bunları düşünürken, karnına bırakılan sulu öpücükle kafasını omegasına doğru eğdi. Taehyung hala çok yorgun ve bitkindi. Resmen üzerinden koca bir ağırlık geçmiş gibiydi. Alfasına bakmak için kafasını hafif kaldırdığında acı dolu bir inleme döküldü dudakları arasından. Ensesi hafif bir şekilde acımıştı.

Seokjin anında yerinden dikelirken, kendisinin sızlayan ensesini umursamadı. Omegayı kollarının altından tuttu ve bacakları arasına aldı. Sırtını, yatak başlığına yaslayıp, dudaklarını omeganın mühür kısmına bastırdı. "Mühür tamamlanmış, çiçek desenin oluşmuş." Taehyung, heyecanla alfaya sokuldu.

"Nasıl bir çiçek oluşmuş, tanıdık mı?" Heyecanlı sesi alfanın gülümsemesine neden olmuştu. Eşlendikleri zaman enselerinde bir çiçek deseni oluşurdu. Eğer ruh eşleri birbirini mühürlerse, aynısı alfanın ensesinde de olurdu. Seokjin dudaklarını mühürün üzerine bastırdı. Islak bir öpücük bıraktı izin üzerine.

"Bana pek tanıdık gelmedi güzelim." Kolunu hemen omeganın beline sarmış kendine daha çok çekmişti. "Mühürümüz tamamlandı. Artık tamamen kurtlarımız bağlandı." Omega alfanın kollarına daha çok sığındı. "Çok mutluyum seokjin, bana bu kadar güzel hissettireceğini hiç düşünmezdim." Gerçekten çok mutluydu.

"Buna çok sevindim. Pişman olmanı hiç istemiyorum." Taehyung, seokjin'in göğsüne iyice sokuldu. Mis kokusunu içine çekti. Elini, alfanın karın kaslarında gezdiriyor, daireler çiziyordu. "Senden önce, sen varken bile korkardım. Hayallerimden vazgeçmek istemiyordum." Seokjin, omeganın ellerini sıkıca tuttu.

"İnan bana vazgeçmek zorunda değilsin. Ne istiyorsan yapabilirsin, yanında olurum." Taehyung kafasını hafifçe kaldırıp, alfanın dudaklarına uzun bir öpücük bıraktı. Bu desteği ona çok iyi gelmişti. "Teşekkür ederim sevgilim," alfa ikinci kez onun ağzından bu hitabı duyduğunda yutkundu.

Sevgilisi olmak, alfası olmak, eşi olmak... Bunlar çok güzel gelmişti alfanın gözüne. Sıcak ellerini, omegasının sırtına götürdü ve okşadı. "Güzel bir duş alalım, ağrın var mı?" Omega kafasını anında seokjin'in karnına doğru gömdü. Kalçası birazcık acıyordu ama bunu alfaya söylemeye utanmıştı. Gereksiz bir utanç sarmıştı içini.

"Utandığın zaman ortama yaydığın feromonların, çilek gibi kokuyor bunu biliyor muydun?" Taehyung alt dudağını ısırdı ve sıcaklayan yanağını alfanın tenine sürttü. "Hayır, feromonlarımı alfaların hissetmesine izin vermiyorum. Bu yüzden nasıl kokular yaydığımı bilmiyordum." Seokjin keyifle gülümsedi. Bu onu mutlu etmişti.

"İşte benim güzel omegam," taehyung onun bu neşesine kıkırdadı. Alfa özel olduğunu her anladığında daha bir mutlu oluyordu. Yavaşça yatakta uzanan alfanın kucağına çıktı. "Hadi birlikte duş keyfi yapalım." Seokjin, ellerini omegasının beline sardı ve çıplak bedenlerini yataktan sonunda çıkarabildi.

And then he came, like a dream ✓Where stories live. Discover now