çelişkiler, 10

1.6K 201 860
                                    

Her şey zihninde bulanıktı. Belirsiz bir şekilde dönen çark, beynindeki her şeyi tamamen bulanıklaştırmıştı. Taehyung düzene baş kaldırmayan ve elindekiyle yetinmekten de hoşlanmayan bir omega olurken, bundan asla pişmanlık duymuyordu. Ona göre mühürlenmek ve eşleşmek, doğru zaman ve doğru kişiyle yapıldığında güzeldi.

Bunları o da çok istiyordu. Önce hayallerini gerçekleştirip, kendi mesleğini eline aldığında ruh eşi olan alfa ile evlenmek onun da hayaliydi. Kötü biri olmaktan çok korkuyordu ama sürekli kötü biriymiş gibi davranmak, kendisini de çok yoruyordu. Mesela seokjin'e o gün o lafları etmemesi gerekiyordu ama içindeki sıkıntı buna neden olmuştu.

Alfadan küçüktü, daha yirmilerinde olan ve ilişkisi hiç olmamış bir omegaydı. Diğer omegaların kendisine her zaman cinsel ve mühürleme anlamında yaklaşması onun da canını sıkan konulardan biriydi. Seokjin'in öyle biri olmaması ona daha çok hayran olmasına neden oluyordu. Taehyung her şeyi on yaşındaki hali gibi sanıyordu.

Duygularının hayranlık olduğuna eminmiş gibi hareket ettiği için hatalarının arkası hiç kesilmiyordu. Yatağında bağdaş kurup sinirle ellerini saçlarına götürdüğünde, düşünmekten beyni patlayacak kıvama gelmişti. Ayrıca ensesi ateş bastırılmış gibi yanıyordu ve bu rahatsız edici bir hal almaya başlamıştı. Artık ne yapması, ne hissetmesi gerektiğini bilmiyordu. Ciddi anlamda boka batmıştı.

Seokjin'in dün gece yanından gitmesi ise her şeyi kafasında silmesine neden olmuştu. Alfa ile beraber olmak istemesi, bir eş veya sevgilisi olmamasıydı. Eğer biriyle görüşmeyi kabul ettiyse bile, taehyung buna son verecekti. Evet inciler onun hayalleri için bir merdiven olabilirdi ama gururu buna asla izin vermezdi. Üstelik hyung'una yalan söylemek boğucuydu.

Yüzüne her baktığında onunla sadece inciler için bu kadar teklif zahmetine girdiğini duysa kesinlikle silerdi kendisini. Bunu istemiyordu. En azından arkadaşı olarak, on yaşındaki masum taehyung olarak kalmak istiyordu. En başından büyük bir hata yapmıştı. Bu teklifi çok yanlış bir kişiye sunmuştu. Seokjin'e hiçbir şekilde bulaşmaması gerekiyordu.

Taehyung pişmandı...

Yavaşça yatağından kalktığında, dün gece seokjin onu nasıl bıraktıysa öyle kalmıştı. Duş almamış, yerinden kalkmamış ve öylece tavanı izlemişti. Göğsünde oluşan garip sızı omeganın gözlerinin dolmasına neden oluyordu. Bunu kesinlikle sevmemişti taehyung. Bu hissi tatmak istemiyordu. Seokjin'i ve yemeğe gelen eş adayını düşünmek dahi istemiyordu.

Tek bir isteği vardı şimdilik omeganın. Bu gece yanına gidecek ve buna bir son vermek istediğini söyleyecekti. Her şeye o kadar aceleci davranmıştı ki, hyung'una hiç hoşlandığı biri olup olmadığını bile sormamıştı. Resmen, sadece incilere odaklanmış hiçbir anlaşma yapmamışlardı. Bu yüzden, dışından seokjin'e asla kızamıyordu.

Ona "benimle sevişirken başkası ile olamazsın" diye bir uyarı yapmamıştı. Bu yüzden hyung'u istediği gibi davranmakta özgürdü. Ayrıca ona "bana iyi davranma, diğerlerine nasılsan bana da öyle ol" diye uyarıyı bile kendisi yapmıştı. Bu yüzden kendisine olan soğuk, umursamaz tavırlarına laf etmeye hakkı yoktu. Dün geceden beri bunları düşünüyordu...

Taehyung buna devam etmemesi gerektiğine kendini inandırmıştı. Yavaşça duşa kabine girdiğinde titreyen elleriyle suyu açtı. Tek istediği seokjin'in ellerinin hissinin, bir an önce belinden uzaklaşmasıydı. Hala, gitmesinin üzerinden saatler geçmesine rağmen alfanın sert parmaklarını kalçasında, belinde hissediyordu. Bu cidden ürkütücüydü.

Bunu istemiyordu. Alfanın ellerini, sesini, kokusunu, verdiği hissi ve yumuşak öpücüklerini istemiyordu elbette ama kafasını nedense ortadan ikiye ayıracak kadar da çaresiz hissediyordu. Bunu kendine, hayallerine, sabahlara kadar uykusuz kalıp ders çalışmasına, onca emeğine yapamazdı. Taehyung henüz özgürdü ama uçamıyordu.

And then he came, like a dream ✓Where stories live. Discover now