akıl yitirden fikirler, 4

1.6K 225 676
                                    

Dün gece olan aile yemeğinin ardından taehyung, sabaha kadar uyuyamamıştı. Alfanın bakışlarını aklından çıkartamıyor, tarçınlı kokusunu sanki yanındaymış gibi alıyordu. Bedenindeki değişiklik omegayı hem korkutuyor hem de oldukça şaşırtıyordu. Seokjin'in safkan bir alfa olmasından ziyade, taehyung ona her zaman fikirleri yüzünden hayrandı.

Omegalara olan yaklaşımı, konuşma tarzını çocukken de çok seviyordu. Onun bilgili ve baskın olmasına hayrandı. Bu yüzden taehyung omega olmasına rağmen oldukça güçlü, alfalar kadar olmasa bile normal bir omegadan daha baskın bir kişiliğe sahip olmuştu. Seokjin'in geri dönüşü, aralarında oluşan o yoğun duygu kurdunu bile etkilemişti.

Şimdi okulun bahçesindeki çimenlere boylu boyunca uzandığında, gözlerine değen güneşin ışığının tadını çıkartıyordu. Jimin dizine uzanmış telefonuyla oynarken, taehyung'un aklında hala seokjin'in gökyüzü yerine, kendisine bakması geliyordu. "Hey sana diyorum." Bacağının dürtülmesiyle kendine gelen taehyung, sertçe yutkunmuştu.

Resmen alfayı düşünüyordu. "Ne var?" Jimin kaşlarını çatıp arkadaşının bu haline anlam vermeye çalışıyordu. Jimin kurnaz bir omega olarak ilk başı kesinlikle çekerdi. "Ne düşüyorsun sen?" Taehyung tedirgince yerinde kıpırdanıp, arkadasındaki ağaca sırtını dayadı. Jimin'in gözünden gerçekten hiçbir şey kaçmıyordu. Bu yüzden dikkatli olsa iyi olurdu.

"Bir şey düşünmüyorum, ağlamaya çalışıyorum." Jimin gözlerini kısarak izledi taehyung'un yüzünü. "Yanakların kızarmış, ayrıca elin ensene gitti." Taehyung sıkıntılı bir nefes aldı. Bu kurnaz omeganın gözünden asla bir şey kaçmıyordu. "Olamaz mı? Ne var bunda?" Jimin hınzırca gülümsedi. Kesinlikle utanılacak şeyler düşünüyordu arkadaşı.

Bunu daha fazla uzatmak istemedi. Girmeleri gereken son bir ders vardı. Sonrasında karşı binada tıp fakültesinin düzenlediği, sağlık ile ilgili söyleşiye gidilecekti. Bu yüzden iki gündür taehyung'u ağlatmak için, ellerinde kalan tek kozu kullanması gerekiyordu. Uzun süredir aklında tabii ki vardı ama taehyung'un kabul etmeyeceğine emindi.

Şimdi en azından düşünme fırsatı olacaktı çünkü başka çareleri kalmamıştı. Eğer ağlayamazsa, asla hayalleri gerçekleşmezdi. "Bak şimdi benim aklımda kalan tek bir yol var. Bunu kabul etmezsen daha da başka yolu yok seni ağlatmanın." Taehyung heyecanla jimin'e yaklaştığında içine dehşet bir umut dolmuştu. Ne olursa olsun deneyecekti.

"Söyle lütfen, yapacağım." Jimin bundan pek emin değildi. Omega bunu duyduğunda asla kabul etmeyecekti. "Senin bir-" tam cümlesini tamamlayacağı sırada yanağına aldığı sulu öpücükle jimin'in sözü yarı da kesilmişti. Kim olduğuna bakmasına bile gerek yoktu. Alfasının feromonlarını çoktan almıştı. Namjoon jimin'in belinden tuttuğu gibi kucağına çekti.

"Bebeğimi özledim." Jimin alfa'nın dudaklarına öpücük kondurduğunda seslice gülümsedi. "Ben de çok özledim seni." Taehyung bu iki aşk insanını izlerken garip bir şekilde, aniden kafasının içinde seokjin ile kendini düşündüğünde, gözlerini kocaman açarak yerinden hızla kalktı. Aptal gibi onu düşünüyordu ama imkansızdı.

Seokjin ile arasında bir şey olamazdı. Kendini bu aşk rüyasına kaptırıp, sonunun hüsran olmasını istemiyordu. Jimin ve namjoon kendileriyle ilgilendikleri için taehyung'un kalktığını fark etmemişlerdi bile. Omega telaşla lavaboya doğru giderken, önüne bakmıyor sadece kendine kızıyordu. Bunun doğru olmadığına inanıyordu çünkü.

"Ah! Dikkatli olsana!" Kafasını sertçe birinin göğsüne çarpmasıyla, elleriyle alnını kapattı. "Senin önüne bakman gerekmez mi?" Taehyung, duyduğu tanıdık sesle kafasını hızla kaldırdı. Resmen kaçmak istediği kişi ile burun buruna gelmişti. Alfanın dudaklarındaki silik gülüş taehyung'un yutkunmasına neden olurken, feromonlarına engel olamıyordu.

And then he came, like a dream ✓Onde histórias criam vida. Descubra agora