Vip oda

1.6K 209 114
                                    

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

Yorum atınca ölmüyorsunuz

"Odam nerede? Burada kalacağım."

Parmağını havada bir kez şıklattı ve içeri hizmetkârlarından biri girdi.

Tamam... Bu biraz garipti.

Nasıl parmağını şıklattığı an hizmetkâr içeri giriyordu? Ayrıca parmağını her zaman birini çağırmak için şıklatmıyordu. Gelen kişi nasıl çağırıldığını fark ediyordu?

Kapı önünde bekleyen kişiye döndü, "Onu misafir odasına götürün. Üst kattakine."

"Tabii efendim."

Kapı önünde bekleyen kişi bana dönünce bir saniyeliğine Chisaki'ye döndüm.

Kafasını bana çevirmiş ve gitmemi bekliyordu.

Yavaş adımlarla kapıya gittim ve odadan çıktım. Kapı da arkamdan kapandı.

Koridorlandan geçerek büyük ve geniş
-gerçekten çok geniş- olan bir merdivenin önüne gelerek yukarı çıkmaya başladık.

Merdivenlerden çıktığmızda tam karşımızda duran kapıya ilerledik.

Daha doğrusu hizmetkâr gitti, ben de peşinden gittim.

Kapıyı yavaşça açtı. İçeri bir adım attım.

Tanrım... 5 yıldızlı bir otelin vip odasında gibi hissediyordum.

Odanın içinde odalar vardı.

Oda, aynı Eri'nin odası gibi ayrı bir ev gibiydi.

Chisaki'nin odasının bundan da büyük olduğuna adım kadar emindim.

"Yatak odasındaki dolapta kıyafetler var, hepsini kullanabilirsiniz. Odadaki her şeyi kullanabilirsiniz. Bir şey olursa bizden birini bulmanız yeterli."

Sesinden erkek olduğunu anlamıştım, sanırım burda Eri'yi odasına götüren kişi hariç kadın yoktu.

"Tamam."

Kapıyı kapattı, ben de odayı dolaşmaya başladım.

.

Duşa girip çıkmıştım. Kahretsin, gerçekten mükemmel bir yerdi!

Chisaki'yi soyacağım diye bahane uydurup uzun süre burada mı kalsaydım?

Bir şey der miydi acaba?

Dolaba ilerleyerek iç çamaşırı bulmak için çekmeceleri açtım.

Yok artık...

Yepyeni ve en iyi markalardan birçok iç çamaşırı vardı.

Şaşkınlıkla dolabın diğer bölmelerini açtım.

Her şey en pahalı markalardandı ve mükemmel şeyler vardı!

Eğer sinir olduğum biri olmasaydı kesinlikle gidip Chisaki'yi öperdim!

Ah... Bir dakika.

Germofobisi vardı.

Kimse ona dokunmuyordu.

Doğru, ona dokunamazdım.

En azından uzaktan öpücük yollardım.

Siyah takım iç çamaşırı ve üstüme siyah, bol bir tişört giydim.

Altıma da bir şort giydim, tişört çok bol ve uzun olduğu için şort gözükmüyordu bile.

Dolabın solunda duran ayakkabılığı açtım. Neredeyse belime kadar gelen bir ayakkabılıktı. Boyumun çok kısa olmadığını düşünürsek bayağı büyüktü.

İçine bir süre bakındım, düşündüğüm gibi yine tüm her şey yeniydi ve en iyi markalardı.

Bu adam ayakkabı numaramı nereden biliyordu?

Tanrım... Onu da araştırarak bulmuş olamazdı herhalde!

En sonunda beyaz düz taban spor ayakkabıları giydim ve salona ilerleyip telefonumu alarak odadan çıktım.

Merdivenlerden yavaşça indim. Aşağı kata ulaştığımda Chisaki'nin odasından çıktığımızda geçtiğimiz koridorları aklımdan geçirerek yürümeye başladım.

Chisaki'nin odasının kapısını gördüğümde rahat bir nefes aldım. Bu koca evde kaybolmak istemiyordum.

Gerçi kaybolsam bile o maskeli hizmetkârlar muhtemelen beni çabucak bulurdu.

Kapıyı bir kez tıklayıp içeri girdim.

Chisaki masasında oturmuş elindeki dosyaya bakıyordu.

Gözü bana kaydı ve baştan aşağı beni süzerek geri dosyaya döndü.

"Kıyafetlerin tam olmasına sevindim."

Chisaki (Overhaul) x Reader |Bnha x Reader|Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu