Yemek

1.5K 220 132
                                    

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

YORUM DA ATIN

İç çekerek masanın hemen karşısındaki tekli koltuğa ilerledim ve bağdaş kurarak oturdum.

Chisaki'nin gözleri bir saniyeliğine koltuğa kayıp geri dosyaya kaydı.

Tanrım, sanırım ben odadan çıkınca koltuğu çöpe atıp yenisini getirtecekti.

Temizlik hastası olmak böyle bir şeydi.

"Bir şey soracağım."

"Hm?"

"Göğüs bedenimi de araştırıp bulmadığını düşünüyorum..."

"Göz kararı."

"Ne?"

"Sadece göz kararıydı. Çok zor bir şey değil."

"Göğüslerime bakarak bedenimi tahmin mi ettin?"

Dosyayı masaya bıraktı ve parmaklarını masanın üstünde birbirine kenetleyerek bana baktı. "Dediğim gibi, zor bir şey değil."

"Peki... 5 yıldızlı otelde kalıyormuş gibi hissediyorum."

"Güzel bir şey olmalı."

"Evet, mükemmel bir şey."

Bir süre sessizlik oldu.

O, pür dikkat bana bakıyordu ama benim gözüm yine odada geziniyordu.

"Yanımda durduğunda maske takman gerek."

Ona döndüm, "Ciddi misin?"

"Evet."

"Hastalıklı değilim."

"Bu umurumda değil, yanımda dururken maske takmalısın. Aynı diğer çalışanlarım gibi."

Ellerini birbirinden ayırıp sırtını sandalyeye yasladı. "Ayrıca sana ayrıcalıklı bile davrandım. Eve ayak bastığın an sana maske taktırabilirdim."

Şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım, "Çok sağ ol ya!"

"Rica ederim." sesinde çok belli olan bir alay vardı.

Kaşlarımı çattım, "Sizin gibi o aptal gagaya benzer maskeyi takmam."

"Sorun değil, normal maske de takabilirsin."

Bahane bulamadım, bana her şekilde maske taktıracaktı.

"Peki... Takarım."

Kapının çalması ile başımı çevirip kapıya baktım. Chisaki'nin de gözleri benden kapıya kaymıştı.

İçeri hizmetkârlardan biri girdi, "Efendim, yemek hazır."

"Tamam."

Hizmetkâr kapıyı kapatıp gittiğinde Chisaki'ye döndüm.

Ayağa kalkarak kapıya gitmeye başladı. Ben ise hâlâ onu izliyordum.

Kapıya ulaşıp kapıyı açtığında bana döndü, "Yemek yemiyor musun?"

"Ah, yiyorum."

Hızlıca ayağa kalkarak kapıya ilerledim.

Odadan çıkarak birkaç koridor geçtik. En sonunda diğer kapılardan daha geniş olan bir kapıdan geçtik.

Odanın yemek odası olduğunu anladım.

Ortada kocaman bir masa vardı ve masa yemeklerle donatılmıştı.

Chisaki masanın en ucuna gitti, muhtemelen her zaman oraya oturuyordu.

Ben de onun tam karşısına, diğer uca geçtim.

Başka kimse masaya oturmadı. Bir hizmetkâr gelip içeceklerimizi doldurarak odadan çıktı.

"Başka kimse yemiyor mu?"

"Onlar benimle birlikte yemiyor."

"Ben neden yiyorum?"

Maskesini yavaşça çıkardı. Benimle aynı ortamda çıkarması şaşırtmıştı ama sanırım yakın değiliz diye çıkarmıştı.

Tamam, yalan söyleyemezdim. Çekici biriydi.

İçeceğinden bir yudum aldı, "Sen misafirsin."

Gözlerim yemeklerin üzerinde gezindi. Çok lezzetli duruyorlardı.

"Beni zehirlemeye çalışmayacaksın, değil mi?"

"Seni öldürmek isteseydim gördüğüm ilk an ölürdün."

Kafamı aşağı yukarı salladım, "Mantıklı."

Karşımdaki tabakta duran tavuklu salatadan birkaç kaşık tabağıma aldım ve yemeye başladım.

Dakikalar boyu sessizce yemek yedik.

"Eri yemiyor mu?"

"Onun yemek saatleri benimkinden farklı. Ve hayır, o burada yemiyor. Burada sadece ben yerim."

Şarabını masaya bıraktı ve peçete ile hafifçe ağızını silerek geriye yaslandı, "Ve sen."

Chisaki (Overhaul) x Reader |Bnha x Reader|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin