İmkanım yok

1.5K 209 100
                                    

Beğenin lütfen 🔪

YORUM DA ATIN AQ

Şifre... 4 haneli, hepsi rakam olan şifre.

Chisaki gibi bir adam gerçekten şifreyi ne yapmış olabilirdi ki?

Asla olmayacağına emin olmama rağmen doğum gününü denemiştim. Ama düşündüğüm gibi olmamıştı.

Onun için önemli bir şey olmalı.

Ne olabilir?

Sigaramdan derin bir nefes daha çekerek küllüğe bastırdım ve maskemi çenemden yukarı çektim. Balkondan çıkarak odama girdim.

Odamdan da doğruca dışarı çıkıp Chisaki'nin alt kattaki çalışma odasına ilerledim.

Saçlarımı karıştırırken kapıyı açtım. "Ne olabilir?"

Koltuğunda oturmuş kitap okuyordu. Bana bakmadı.

"Ney ne olabilir?"

"Şifren!"

"Sen bulacaksın."

"Siktir oradan!"

Hâlâ kitabı okuyordu, "Küfür etme."

"Şimdi de ahlâklı adam rolüne mi girdin?"

"Sadece sana küfür etme dedim güzellik."

Güzellik kelimesini birkaç gündür kullanıyordu ve artık alışmıştım ama yine de her dediğinde kalbim tekliyordu.

"Şifren ne?"

"Önemli bir gün."

"Tamam ama... Senin için ne önemli olabilir?"

"Sen bulmalısın."

Hâlâ bana değil kitaba bakması sinirimi bozmuştu. Hızlı adımlarla oturduğu tekli koltuğun tam önüne geçtim ve yüzümü yüzünün hizasına getirdim.

Gözlerini kitaptan ayırıp bana baktı.

Günler önce yalvardığım için o aptal kuş maskesini çıkarmış, benim gibi normal bir bez maske takmıştı.

Böyle kesinlikle daha çekiciydi.

Gözleri sakince yüzümde dolaştı, "Bana bu kadar yaklaşmamalısın."

"Neden?" güldüğüm için gözüm kısıldı, "Öper misin yoksa?"

Yüzünde hiçbir alay ifadesi yoktu. Her zamanki gibi ciddi bakıyordu.

Keskin gözleri gözlerimin üstündeyken elini kaldırarak önüme düşen saçımı geriye attı.

Ah, eldivenli olduğu için dokunabiliyordu.

"Emin ol imkanım olsa yapardım."

Ayağa kalktı ve yanımdan geçerek cama yöneldi.

Poposunu o tarafa yaslayarak bana döndü. "Sana şifreyi söylemeyeceğimi söyledim, kendin bulmak zorundasın. Bunun için de..."

İşaret parmağı ile şakağına bir kez vurdu, "Sabırlı olman gerekiyor."

Öper misin yoksa?

Emin ol, imkanım olsa yaparım.

O, ne demişti?

1 dakika önce, ne demişti?

"Beni öper miydin yani?"

Aklım hâlâ 1 dakika önce dediği şeyde kalmıştı. Hatta şu an muhtemelen gözlerimi kocaman açmış, far görmüş tavşan gibi duruyordum.

Dediğim şey ile o da afallamış gibi oldu. Gözünü kırpıştırarak yüzüme baktı. "Hâlâ orada mısın sen?"

"Beni öpeceğini söyledin."

Başını sakince iki yana salladı, "Öpeceğimi söylemedim. İmkanım olsa yaparım dedim."

"Yani imkanın olsa-"

"Ama imkanım hiçbir zaman olmayacak, Aris."

Sesi biraz sert çıkmıştı. Söylediği şey ile susarak başımı yere eğdim.

Kızmamıştı.

Daha çok... Bilmiyorum, kendisine sinirleniyor gibiydi.

Adım seslerini duydum, bana doğru yaklaşıyordu.

Tam karşımda durdu ama hâlâ kafamı kaldırıp ona bakmıyordum.

"Bazen..." sesi kısık çıkıyordu, "Fiziksel temasa geçemediğimi unutuyorsun."

O an, bu durumdan nefret ettim.

Neden böyle bir şeyi vardı?

Neden bu bize olmak zorundaydı?

Sevgili değildik, flört... Değildik.

Sadece, birbirimize karşı bir şeyimiz vardı.

Aramızda bir bağ vardı ama ona dokunamıyordum bile.

Onun da yapabildiği tek şey eldiveni ile dokunabilmekti.

Chisaki (Overhaul) x Reader |Bnha x Reader|Where stories live. Discover now