Şifre

1.4K 216 124
                                    

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

YORUM DA ATIN

Kasa şifresi.

Hay sikeyim, kasa şifresi neydi?

Kasanın karşısına oturmuş, öylece şifreyi girmem gereken alana bakıyordum.

Tamam, sakin olup düzgün düşünmeliydim.

Şu an Chisaki ile sevgili sayılırdım.

Bana değer veriyordu.

Şifre de onun için önemli bir şeydi.

Belki... Doğum günüm?

Dizlerimin üstüne çıkarak şifre kısmındaki tuşlara basmaya başladım.

1508

Hayır, doğum günüm değildi.

Benimle ilgili başka ne olabilirdi?

Düşün Aris, düşün.

Yanımda sessizce duran kasa korumasına baktım. Chisaki günler önce onu bana dokunmaması hakkında tehdit ettiğinden beri bana parmağını bile sürmüyordu.

"Baksana."

Başını bana çevirdi, "Evet efendim?"

"Sence şifre ne olabilir?"

"Bilmiyorum efendim."

Tabii bilmiyorsun, tabii ki bilmiyorsun...

"Chisaki şifrenin onun için önemli bir şey olduğunu söyledi. Onun önem verdiği ne olabilir?"

"Size önem veriyor."

"Evet ama benim hakkımda ne olabilir?"

Bir süre sessizlik oldu, "Tanıştığınız günü denediniz mi?"

Tanıştığımız gün mü?

İyi de, onun tarihini bilmiyordum ki!

1 hafta! Onunla ilk karşılaşmamdan tam 1 hafta sonra onunla tekrar karşılaşıp buraya gelmiştim.

Heyecanla ayağa kalktım, "Buraya geldiğim tarihi hatırlıyor musun?"

"Bu ayın 12'si."

O zaman... Eğer gerçekten şifre onunla ilk karşılaştığım tarihse ayın 5'i olmalıydı.

Hızlıca tuşlara bastım.

0506

Büyük demir kapıdan yüksek sesli bir kilit açılma sesi geldi ve kapı yavaşça açılmaya başladı.

"HASSİKTİR! AÇTIM!"

Kahkaha atarken korumaya döndüm, "YERİM SENİ! MİNNOŞ! GEL ÖPEYİM!"

Adam hızlıca bir adım geri gitti, "Beni öperseniz muhtemelen patron tarafından saniyesinde yok olurum."

Kahkaham daha da büyüdüğü sırada kasa kapısı tamamen açılmıştı.

Hemen içeri girdim.

Etraf bembeyazdı, ortada ise belime kadar uzunlukta bir blok vardı.

Bloğun üstünde ise bir kart.

Hızlıca kartı elime aldım.

Kredi kartı.

Tüm para bunun içinde olmalı.

Koşarak odama çıkıp bilgisayarı açarak karta girdim.

Tanrım, milyarlarca dolar vardı burada!

Hem de dolar!

Bir şey yapmadan bilgisayarı kapattım ve kartı parmaklarımın arasında tutarak aşağı kattaki Chisaki'nin odasına yöneldim.

Kapıyı açıp içeri girdim. "Nasılsın yiğidim?"

"Mutluluğuna bakılırsa kartı almışsın."

"Aldım valla!" yüzümde kocaman bir gülümseme vardı.

Onunla ilk tanıştığım zaman kendime bir yemin ettiğim için kartı almayı bu kadar kafama takmıştım.

Yoksa para çok da umurumda değildi.

Dolandırıcılık yaparak yeteri kadar para kazanıyordum.

Kartı sakince masanın üstüne bıraktım ve onun yanına oturdum.

"Şifreyi nasıl buldun?"

"Minnoş koruma yardım etti."

Kaşlarını çatarak elindeki kitabı bırakıp bana döndü. "Minnoş?"

"Minnoş valla."

"Neresi minnoş?"

"Bana şifre hakkında fikirler verdi. Kasayı açınca onu öpmek istedim ama senden korktu."

Chisaki'nin altın gözleri resmen parlamıştı. "Öpmek istedin. Onu. Öpmek."

"Üzülme canım, seni de öpmek istiyorum."

Şu an onunla alay ediyordum, ama yanlışlıkla damarına basmıştım sanırım.

Gözleri biraz daha parlarsa ciddi anlamda kör olacaktım.

"Sinirlenince gözün parlıyormuş."

Konuyu değiştirmeye çalıştım ama onun hiç niyeti yok gibiydi.

Bir anda ayağa kalktı ve kapıya yöneldi. "Sinirlenince olmuyor o güzelim. Kafayı yiyince oluyor."

Kapıyı açıp kafasını sağ çevirdi ve tehditkâr gözlerle bana baktı. "Öldürme içgüdüm devreye girince oluyor."

Oh... Hayır.

Kendisi çoktan odadan çıktığında ben de ışık hızıyla peşinden koştum.

"KORUMA BEY! SANIRIM BİRAZDAN ÖLECEKSİNİZ! CANINIZI SEVİYORSANIZ KAÇIN!"

"Leo. Sakın. Kaçma."

"AH, ADIN LEO MU? LEO! KESİNLİKLE KAÇ!"

Chisaki (Overhaul) x Reader |Bnha x Reader|Where stories live. Discover now