Chisaki (Overhaul) x Reader |Bnha x Reader|

Gece misafiri

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

Not: Son 2-3 bölüm arasında yazmasam bile gün farkı var. Her bölüm aynı gün içinde olmuyor. Ne olur ne olmaz diye söyleyeyim dedim.

Sıcaktan gerçekten bayılacaktım. Saat gece 1 oluyordu ve 1 saattir yatakta sağa sola dönüp duruyordum.

Klima vardı, ama salondaydı.

Ve salonda yatmak istemiyordum.

Ayağa kalkarak tuvalete ilerledim ve soğuk suyu ardı ardına yüzüme çarptım.

Serinleyeyim diye boynumu da ıslattıktan sonra suyu kapatıp odanın kapısına ilerledim.

Chisaki ne yapıyordu acaba?

Odadan çıkınca önce onun odasına giderek kapıyı açtım.

Etraf karanlıktı.

Uyuyor mu diye yatak odasına ilerledim ama yatak boştu. Yorgan da dümdüzdü.

Demek ki hâlâ alt kattaki odasındaydı.

Odadan çıkarak kapıyı geri kapadım ve merdivenden inmeye başladım.

"Aris Hanım. Uyumamışsınız."

Kafamı sola çevirip bana bakan çalışana baktım. "Evet, uyku tutmadı. Chisaki'nin yanına gidiyordum."

"Chisaki Bey'in misafiri var."

"Misafir? Kim?"

"Bilmiyorum efendim."

Kaşlarım çatılırken gitmesi için başımı salladım, yanımdan geçip gittiğinde Chisaki'nin odasına giden koridora girdim.

Kapının önüne geldiğimde iki koruma kapıda duruyordu.

Bu saatte burada koruma durmazdı.

Burada normalde koruma bile durmazdı.

"Ne oluyor?"

"Chisaki Bey'in misafiri var efendim."

"Onu ben de anladım, kim?"

Birbirlerine baktılar, "Söyleme iznimiz yok."

"Pardon? Ben Chisaki'nin sevgilisiyim, söyleyin."

"Efendim, üzgünü-"

Kapıdan girmemem için uzattığı kolu tuttum ve ters çevirerek ittirdim.

Onu ittirmem ile kapıya çarptı ve kapı da sertçe açıldı.

Diğer koruma bana uzanırken eğildim ve kendisi boşluğa düşerken ayağına çelme takıp yere düşmesini sağladım.

"Üzgünüm çocuklar. Hastane masrafınız olursa karşılarım."

Kafamı açık kapıya çevirdim. "Bakalım önemli misafirimiz kimmiş..."

Odaya attığım adım ile ağzımın açık kalıp, adımımın durması bir oldu.

Shigaraki Tomura.

Tam karşımda bana bakıyordu.

Onun hemen sağ çarpazında elleri cebinde bana bakan Chisaki vardı.

Gözleri bir saniyeliğine arkamdaki adamlara kaydı ve geri bana baktı.

"Shigaraki?"

"Aris, bu ne hoş sürpriz."

Gözüm ikisinin arasında gidip geldi.

Ülkedeki en çok aranan villainlerden biri ve en ünlü yeraltı villainlerinden biri; yan yanaydı.

"Ne işin var burada?"

"Ah, sevgilin sana anlatır. Hadi ben gidiyorum."

Gülümseyerek yanımdan geçip gittiğinde birkaç saniye şaşkınca arkasından bakıp çatık kaşlarla Chisaki'ye döndüm.

Arkamda açık olan kapıyı bakmadan sertçe kapatarak ona ilerledim.

"Onunla ne işin var?"

"Sadece birlik olup olamayacağımızı tartıştık."

"Birlik? Onlarla mı? Onlarla birlik falan olmayacaksın."

"Bana emir mi veriyorsun?"

Sert adımlarla iyice ona yaklaştım. Gözlerimden alev fışkıracaktı.

"Evet. Sana. Emir. Veriyorum. Onlar ile birlik olamazsın."

Saniyeler boyu gözlerime baktı.

Öfkeli değildi, kızacak gibi değildi, ona emir verdiğim için ruh hâli değişmemişti.

Derin bir nefes aldı, "Bakarım."

"Bakarsın?"

Güldüm.

"Evet, evet bak."

Şu an ciddi anlamda sinirliydim.

Kai'nin onlarla iş yapmasını istemiyordum.

Her ne kadar onları tanıyor olsam bile aramızdaki tek şey çıkar ilişkisiydi.

Kai şu an aranmıyor olabilirdi. Ama onlarla birlik olursa başı yeraltında değil, yer üstünde de belaya girerdi ve o da aranmaya başlardı.

Arkamı dönüp kapıya ilerlerken bileğimi tutup beni kendisine çevirdi.

Gerçekten eldiven diye bir şey olmasa ne yapacaktı merak ediyordum.

"Kızma bana."

Gözleri baştan aşağı beni süzdü, "Bu saatte ne oldu da yanıma geldin? Yine mi kâbus gördün?"

İç çekerek elimi geri çektim.

Her ne kadar ona sinirlensem bile onun yanında durmak beni rahatlatıyordu.

Koltuklardan birine giderek iyice yayıldım. "Sıcaktı, uyuyamadım. Seni görmek istedim."

"Ah, bu beni çok sevindirdi."

Hemen karşı koltuğa oturdu. "Çok güzelsin."

"Biliyorum."

"Bana iltifat et."

Gülerek ona baktım. Bazen ilgi istiyordu.

"Çok yakışıklısın."

"Biliyorum."

"Evet, biliyoruz."