5.Bölüm

97 12 39
                                    





~







Normal görünmeye çalışıyor ve ne kadarını başarıyordum bilmiyorum. Ama daireden çıktığımdan beri hâlâ bedenim titriyordu. Arabama bindiğimde direksiyona uzanan ellerimden de zor durumda olduğumu fark etmem gecikmemişti. Birkaç saniye soluklanıp nefesimi düzenlemeye çalışmıştım.

Uzanıp camdan baktığımda tamamını dahi göremediğim o büyük binaya baktım. Bunu yaparken yine karnımda bir kasılma hissetmiştim. Bu his gerçekten alışık olmadığım bir şeydi ve her seferinde yeniden yaşamak istememe neden oluyordu.

Tam olarak bu his neydi bilmiyordum. Ama çok yoğun bir tutkuyla dışa vurduğu kaçınılmazdı. Ben- onu nasıl öpmüştüm... Az önce yaşadıklarım sahiden de gerçek miydi?! Kendime inanamıyordum. Asla inanamıyordum. Hiçbir şekilde böyle sonlanacağını tahmin etmemiştim.

Ama içimde bir yerlerde aradığımda pişmanlık hissi bulamamıştım. Aksine onu orada bırakıp çıkmak zorunda olduğum için kendime lanetler etmiştim. Tekrar gitsem neler olurdu? Ama yapamazdım, bunu hem etik kuralları gereği hemde cesaretsizliğim sebebiyle yapamazdım.

Böyle bir durumdayken, hatta ikimizde fazla rahat olabilen insanlar değilken nasıl böyle bir şey yaşamıştık? Hâlâ rüyada olup olmadığım konusunda şüpheliydim. Acaba sarhoş muydum? Ama hayır sarhoş olacak kadar içmediğime emindim, hem üyeler yanımda yokken sarhoş olmamaya dikkat ederdim. Çünkü sarhoş olduğumda kendimi kontrol edebildiğim seviyeyi kaybederdim, bir süre sonra yığılıp kalırdım kendimi tutamazdım. Bu yüzden de bir bebek gibi ilgiye ihtiyaç duyardım.

Ama hayır ben sarhoş olmamıştım ve dakikalar önce yaşadığım her şey gerçekti. Doyoung gerçekten harikaydı ve ben dakikalar önce onunla öpüşmüştüm. Onu öpmüştüm. Gözlerimi kapadığımda yaşadığım her şeyi yeniden zihnimde canlandırıyordum ve farkında olmadan dudaklarımın kıvrılması neye işaretti bilmiyordum.

Coups Hyung un beni araması sonucu apar topar çıkmak zorunda kalmıştım. Şehir dışından yeni gelmişti ve bizimle konuşacakları vardı. Bu yüzden onu ikiletmeyip yolda olduğumu söylemiştim. Ama hayır yolda değildim, yanındayken ona kapıldığım bedenin tam önünde bulutlara yakın bir dairede yalnızdım.

Gitmeyi gerçekten istemeyeceğimi bile düşünmemiştim. Tüm her şey beni şaşırtıryordu. Çıkmadan önce ona 'burayı sevdim' demiştim. Ve ikimizde oraya tekrar geleceğimizi yine cümlelerle ifade etmeden anlamıştık.

Onu orada yalnız bırakıp çıktığımda aslında bunun mantıklı olduğunu fark etmiştim. Sonuçta aynı anda çıkamazdık ve bu durum bizi zor anlara sokabilirdi.

İçim içime sığmazken yüzümdeki kontrol edemediğim gülümsemeyi asla gizlemeye çalışmıyordum. Zaten normalde de çoğunlukla gülen biriydim. Bunun fazla fark edilmeyeceğini ummuştum. Kendi içimde bir kutlama yapıyordum ve yurda dönmeden önce üyelere kızarmış tavuk ile taze mochilerden almıştım. Mutluluğumuz katlandığında bizler daha iyiydik ve onları gülümserken görmek her şeyden önceliğimdi.

...

Boydan boya cam olan duvarlardan gökyüzünü izlemeye devam ettiğimde, orada kaç dakika öylece durduğumu bilmiyordum. Beni yalnız bıraktığından beri olup bitenleri düşünüyordum. Şaka gibiydi, biri bana cidden şaka yapmıyordu değil mi?..

Dakikalar önce bu odada benimleydi ve kollarımın arasındaydı. Onu öpmüştüm, beni öpmüştü ve sonrasında hiçbir pişmanlık duymayarak parıldayan gözleriyle bana veda etmişti. Bu yaşadığımız her neydi ise kalbim hâlâ bana ağır geliyordu. Böyle bir hissi daha önce yaşamış mıydım bilmiyorum ama bu çok başkaydı. Doğru değildi ama doğru hissettirmişti. Sadece istemiştim ve onu öpmüştüm.

Doshi | Room İn The Sky Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin