8.Bölüm

83 7 33
                                    


Sevgili dostlar,
bu bölüm yaş kısıtlaması bulunduruyor. Cinsel içerikli metinlerden rahatsız olan lütfen bu bölümü atlasın veya okumayı tercih etmeyen ise okumasın. Uyarı yapmak zorunluluğundayım.











~



Komodinin üzerine bıraktığı kadeh beni kapıldığım düşüncelerden sıyırmıştı. Gitmemişti. Kendine içki doldurduğunda odaya tekrar gelmişti. Arkamı dönmemiş ve hâlâ cam duvarlardan dışarıyı seyrediyordum. Duyacaklarım için gözlerimi kapattığımda sesini işitmiştim,

-"Birbirimizi henüz tanımıyoruz. Bu tepkini, endişelerin sonucu verdiğini tahmin edebiliyorum. Ama hepsi yanlış.

-Sevgili Elvin~ sana neden bakamadığımı söylesem hâlâ benimle burada olmak ister miydin ve bana güvenmeye devam eder miydin bilmiyorum.

-Sana saygısızlık etmek ve kötü hissettirmek istememiştim. Seni böyle görmek benimde beklemediğim bir şeydi.

Sesi şimdi daha yakından, birkaç adım arkamdan geliyordu.

-Üzgünüm, sadece düşüncelerin doğru değil ve çıkıp gitmiyorum."

Dediğinde yavaşça arkamı dönmüştüm. Aramızda sadece iki adım vardı gözleri yüzümdeydi.

-"Bana neden bakamadığını söyle-

-Lütfen."

Dediğimde bir saniyeliğine de olsa göz kapaklarını indirmişti ve öylece bekliyordum,

-"Kendi sınırlarımı korumak adına-"

Cümlesine devam ederken ona yaklaşıp aramızdaki mesafeyi kapatmıştım.

-"Sınırlarını korumak zorunda değilsin~

Yüzüne nefesimi vererek konuştuğumda gözlerini yeniden kapatmıştı.

-Hayatımda gördüğüm en kibar, saygılı...

-Ve ince düşünceli adam olabilirsin.

-Dodo~ lütfen sınırlarını koruma..."

Koyu gözlerinin titrediğini gördüğümde kalbim öyle hızlı atıyordu ki... Buna lanet etmiştim. İkimizde aynı şeyi istiyorduk ve ben şimdi, ileriki adımları düşünmek istemiyordum.

-"Pişman olmaktan korkuyorum."

Dediğinde duraksamıştım. Pişman olabilir miydi? Onu pişman edecek olan neydi?

-"Sen- neden?

-Anlamıyorum-"

Gerçekten anlamıyordum. Pişman olmayacağımı düşünüyordum çünkü şimdiye kadar bunu bir kez olsun hissetmemiştim.

-"Eğer sen pişman olursan- yani bunu hissedersem. İşte o zaman bende pişman olurum ve arkadaşlığımız bile zarar görebilir. Lütfen-"

Dediğinde ne düşündüğünü anlamıştım. İkimizde aynı şeyler adına endişe ediyorduk. Ama ben kendimden emindim. Şimdi burada sadece, tek istediğim oydu.

-"Düşünme~,

Duraksağıdımda devam edip sessizce fısıldamıştım,

-Günler oldu~"

Diyerek boynuna doğru eğilmiştim. Artık vücudum titriyordu ve sadece ona dokunmak istiyordum. Etrafımızı kaplayan yoğun sıcaklık başımı döndürmeye başlamıştı. Artık saatin kaç olduğunu bile merak etmiyordum.

Doshi | Room İn The Sky Where stories live. Discover now