6.Bölüm

88 12 40
                                    



~








İnstagramda biraz oyalanıp telefonu masamın üzerine bıraktığımda, Yuta'nın kitaplığından ödünç aldığım bir kitabı okumaya devam ediyordum. Gündüz erken uyanmıştım ve Haechan ile biraz pratik yapmıştık. Yorgun ve terlemiş hâlde yurda döndüğümde duş almış ve kendimle ilgilenmeye devam etmiştim. Birkaç fotoğraf çektiğimde paylaşmıştım, bu şekilde doğal ve ev hali olan fotoğraflar her zaman hoşuma giderdi, tatlıydı.

Bazen onun profiline baktığımda yaptığı güncellemeleri takip ederdim. Bizim olduğu gibi, onlarda grup olarak yoğun çalışıyorlardı ve daha birkaç gün önce online konser vermişlerdi.

O akşamın üzerinden bir hafta geçmişti ve hiçbir şey olmamıştı. Olmasıda pek olası değildi çünkü her birimiz yoğun çalışıyorduk. Onu merak ediyordum, birkaç defa mesaj atmayı düşünmüştüm ama doğru olmayacağına karar verip vazgeçmiştim çünkü- Hoshi den bahsediyorduk. Cevap bile vermeyebilirdi. Kendimi saçma bir duruma sokmamak adına hiçbir şey yapmamıştım, zaten oda sessizliğini koruyordu.

Belki de yaşadığımız bu olay onu pişman etmişti ve olan arkadaşlığımız da bitmiş olabilirdi. Onu tam olarak tanımadığım için ne düşündüğünü tahmin etmem çok güçtü. Bu olayın duyulmayacağından emindim ama eğer pişman olmuşsa buna üzülürdüm, içten içe bundan kötü etkilenirdim çünkü ben pişman olmamıştım. Aksine o günden sonra onu düşünmeden geçirdiğim tek bir gün bile olmamıştı.

Bu olaydan tahmin ettiğimden daha fazla etkilenmiştim ve tekrar konuşmak istesemde buna cesaret edememiştim. Bunun yanında ikimizinde hayli meşgul olduğunu biliyordum. Elimdeki kitabı okumaya devam ederken telefonumun titreşim sesi dikkatimi dağıtmıştı.

İhtimal bile vermediğim bir şeydi ama şu an beni arayan oydu. O gün ayrılmadan önce telefonunu benimkine kaydedip çıkmıştı. Ekrana bakmaya devam ederken karnımda bir sıcaklık hissetmiştim. Şaşkın bir hâlde telefonu cevapladığımda ne konuşacağım hakkında fikrim yoktu,

-"Efendim"

Sesim her zamanki gibi kendinden emin çıkıyordu, şaşkınlığımı belli etmek komik görünebilirdi, sonuçta biz arkadaştık?..

-"Şey aa- selâm, benim Soonyoung-

-Rahatsız ettiğim için üzgünüm."

Sesi gerçekten çok tatlıydı, ve o kibardı.

-"Hayır sorun değil, yurttayım ben- kitap okuyordum evet, rahatsız etmedin-
-Unuttun sanırım, numaranı- kaydetmiştin?"

Hattın diğer ucundan kıkırtısı kulaklarıma dolmuştu ve bende karşılık vermiştim. İkimizinde o akşamı tekrar hatırladığını biliyordum.

-"Bugün programın var mı- yani acaba?

Yaklaşık bir dakika sessizlik oluşmuştu ikimizde beklemiştik ama devam etmişti,

-Boşverelim şey- nasılsın?"

O cümlesini toparlayamıyordu ve bu şaşkınlığı çok tatlıydı, benim gibi oda heyecanlanıyor muydu? Bu yüzden mi böyle şaşkın bir hâldeydi?

-"Teşekkür ederim,

Deyip gülümsemiş ve devam etmiştim,

-Sabah öğleden sonraya kadar çalıştım ve bu akşam için şu an bir planım yok, ya senin?"

Sorduğum soruyla kendime güven duymuştum, sonuçta günlerdir konuşmamıştık ve onu merak etmiştim ama cesaret edebilen o olmuştu, aradığına çok mutlu olmuştum. Bu benide cesaretlendiren şey olmuştu çünkü yeniden görüşmemiz, pişmanlık duymadığının belirtisiydi.

Doshi | Room İn The Sky Where stories live. Discover now