14.Bölüm

54 7 10
                                    


İlki kadar ayrıntılı olmasada yine yetişkin içerik barındıran bir bölüm :') Uyarı yapmak durumundayım tekrar.
Keyifli anlar dilerim~




~









Buraya gecenin bu saatinde neden gelmiştim hiçbir fikrim yoktu. Daireye yakaştıkça titreyen bedenim bana hiçte yardımcı olmamıştı. Odada olduğunu anlamıştım ama yanına gidemezdim. Biz birlikte değildik ve ne için çağırdıysa burada konuşmamız en iyisiydi.

O kadar zayıftım ki, her anlamda da bu böyleydi. Mental olarak çökmüştüm, onu düşünmediğim tek bir saat bile geçirmemiştim. Ondan ayrıldığım en son andaki bakışları zihnime kazınmıştı. Hâlâ inanamıyordum, bu durumda olduğuma ve bunları yaşadığıma inanamıyordum.

O günden sonra doğru düzgün hiçbir şey yiyememiştim. Sadece ölmeyecek kadar üyelerin ısrarıyla birkaç lokma alıyordum. Suyla yaşıyordum. Tahmin edilenden çok daha fazla zayıflamıştım. Günün çoğunluğunda pratik yapıyor ve sadece yatmak için yurda uğruyordum. Bir defa pratik yaparken bedenim yorgun düşmüş ve bayılmıştım. Bu kimsenin en çokta S.coups hyung un hoşuna gitmemişti. Beni kendime dikkat etmem konusunda uyarmış ve benimle ciddi bir konuşma yapmıştı.

Nasıl göründüğümden haberim yoktu. Kendimi sadece işime vermiştim. Her zaman yaptığım şeyi, en iyi olduğum işi yapıyordum. Dans ederek bedenimi ve zihinimi motive ediyor, olumsuzlukları unutuyordum. Bana iyi geliyordu. Daireye gelip gelmemek adına defalarca kendimle savaşmıştım.

Buraya gelip gelmediğini, bana mektup bırakıp bırakmadığını, gerçekten her şeyin bitip bitmediğini merak ediyordum. Ama yapmamıştım, buraya gelememiştim. Belki de içten içe onun benimle konuşması adına bir şeyler beklemiştim ve beklediğim gibi de olmuştu.

Beni aradığını gördüğümde ilkin telefonu alamamış ve elimden düşürmüştüm. Bedenim benimle dalga geçiyordu, beni aradığında bile ellerim titremeye başlamıştı. Sesini duymak için deliriyordum. Onu öyle çok özlemiştim ki... Yavaş adımlarla aşağı geldiğinde onun dışında her yere bakmaya çalışıyordum. Fakat karşıma gelip oturduğunda bunda başarılı olamamıştım.

Benden çokta farkı yok gibiydi. Zaten şişman değildi, aksine zayıf bile sayılabilirdi. Fakat yüzünde, gözlerinde, bedeninde olan çöküntü gözle görülüyordu. Kalbim kasılmıştı ve acımıştı. Onu böyle görmek nasıl bir his veriyordu? Ona sarılıp öpmemek için kendimle savaşıyordum, ama yapamazdım.

-"Geleceğini biliyordum. Ve seni görmek istiyordum. Teşekkür ederim.

-Ama sen- odaya neden gelmedin? Burada mı olmak istiyorsun?"

Dediğinde ona bakakalmıştım. Ne bekliyordu ki? Olanlardan sonra koşup kucağına atlamamı mı? Elbette onunla burada konuşacaktık.

-"Gecenin bu saatinde ilişkisi olan bir adamla yatak odasında olmam saçmalık. Benimle ne konuşmak istiyorsan geldim- dinliyorum."

Demiştim ve sesimin titremesine lânet etmiştim. Beni komik duruma sokuyordu ama sesime hakim olamamıştım. Onun karşısında kendime hakim olabilmem güçtü.

- "Biliyor musun?.. Seni öyle özledim ki..."

Demişti. Sonlarına doğru kısılan sesi nefesimi kesmişti. Göz göze geldiğimizde gözlerini gözlerime hapsetmişti. Böyle yapmamalıydı. Hafifçe yandan bir gülümseme bıraktığında ortamda garip bir hava yayılmıştı.

-"Seni anlıyorum. İnan bana aynı durumla karşılaşsaydım nasıl tepki vereceğimi tahmin edemiyorum. Fakat- beni dinlemedin. Bir kez olsun benimle konuşmadın, ve çekip gittin.

Doshi | Room İn The Sky Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin