12.Bölüm

59 7 31
                                    




~








Onun için özel olarak yaptırdığım hediye elime ulaştığı gün, henüz gün bitmeden oraya uğramak ve kasaya onun için bırakmayı plânlamıştım. Fakat durumlar kafamdaki gibi ilerlememişti. Seungkwan küçük bir kaza atlatmıştı. Büyük bir kaza olmamasına rağmen hepimiz endişelenmiş ve yeni planlar yapmıştık.

Sağ ayak bileğindeki küçük incinme birkaç gün için pratik yapamamasına neden olmuştu. Ve bende kareografımız ile dansçılarımızla görüşüp 12 üye için kareografi hakkında planlar yapmıştım. Onu zorlamamak adına, ne yazık ki birkaç gün Seungkwan olmadan kareografimize çalışmıştık. Bu konuda bana ve The8 e büyük görev düşmüştü. İkimizde üyelerimizle 3 gün boyunca iki grup halinde saatlerce çalışmıştık.

Onu en son gördüğüm günden itibaren haftalar geçmişti. Çok özlemiştim, her şeyi... Ona attığım mesajlara yine dönmemişti ve bende artık fırsat dâhi bulamadığım için uzun süredir ona yazmamıştım. Nasıl olduğunu o kadar merak ediyordum ki...

Cuma gecesi 2 ye kadar çalıştığımda artık pes etmiştim. Şirkette sadece Woozi kalmıştı, stüdyosundaydı ve muhtemelen sabaha kadar çalışacaktı. Ona çıktığımı haber verdiğimde, yurda dönmeden önce tek yapmak istediğim oraya uğramaktı, ve yolumu oraya çevirmiştim.

Daireye adım attığımdan beri sanki oradaymış gibi kokusunu duymuştum. Yüzümdeki hafif gülümseme hiç geçmiyordu. Onu henüz göremeden bile bana bu şekilde hissettirmesi müthişti. Adımlarımı odaya yönlendirdiğimde inanılmaz bir heyecan duygusu tüm bedenimi kaplamıştı.

İçeri girdiğimde yalnızlığımı hissetmek suratımı asmama neden olmuştu. Burada yalnızdım. Ama elbette bu kadar günden sonra buraya uğramış olmalıydı ve yazdıklarını okumak için sabırsızlanıyordum.

Saniyeler içinde şifreyi girip küçük kasayı açtığımda yüzümdeki ifade tamamen solmuştu, tıpkı orada öylece durmaya devam eden solmuş gül gibi. Onun için en son bıraktığım mektup alt rafta diğerlerinin yanında en üstteydi. Fakat üst rafta benim için yeni bırakmış olduğu bir mektup yoktu. Yazmamıştı... Buraya uğramamış mıydı?..

Demek o kadar meşguldü... Bir an afallamış ve kendime gelmiştim. Bizim işimiz neydi? Biz kimdik? Elbette hiç olmadığımız kadar meşgul ve çok çalışıyorduk. Buraya uğrayamaması kaçınılmazdı, ben bile haftalardır ancak buraya gelebilmiştim.

Hediyesini gülün yanına bıraktığımda, bir mektup bırakmayı ihmal etmemiştim. Er geç buraya uğrayacak ve hediyesini alacaktı. Ve bana mektubunu bırakacaktı. Şimdiden bunun için heyecanlanmıştım.

Carl~

Nasılsın? Ah-sanırım yoğunsun, tahmin edebiliyorum. Fakat buraya geldiğimde benim için bıraktığın mektubu bulamadığımda korkunç hissettim. Buna fazla alıştım...

Umarım iyisindir ve yakın zamanda buraya uğrarsın.

Bu hediyeyi, o muazzam tenin üzerinde görmek istiyorum. Sana çok yakışacak, buna eminim.

Özledim...

Görüşmek üzere.

...

İki gün daha geçmişti. Günler olmuştu ve o yine gelmemişti. Kasa benden sonra açılmamıştı bile, bıraktıklarım öylece duruyordu. Buraya gelmemişti. Bunu gördüğümde üzülmüştüm, içimde bir şeyler sanki kırılmıştı.

Doshi | Room İn The Sky Where stories live. Discover now