Mavi Girift (✓)

&1.bölüm

27.09.2022
İyi okumalar

Aldığım içeceği keyiflene keyiflene içerken etrafta olan konuşmalar yüzünden oluşan uğultuyu dinliyordum. Gözlerim kararmış gökyüzünde yalnız başına parlayan aydaydı.

Yanıma gelen adamı fark ettiğimde yalnızlığımın sonunda biteceğini anlayarak derin bir nefes aldım. Kendinden emin yürüyüşü, özellik sağa yatırdığı saçları ve gözlüğü arkasından etrafı mavi gözlü bir şahin gibi kesen adam bana doğru geliyordu. Her zamanki yaydığı tehlikeli aurası yerli yerinde. Gözleri bana bir an bile değmiyor her zamanki gibi etrafta görebileceği tehlikeyi algılamaya çalışıyordu. Sağ böbreğini güvende tutan silahın halâ orada olduğuna adım kadar emindim. Tabii neresinden çıkarttığını bile anlayamadığım bir sürü silahı vardı. Ben bildiğimden bahsediyorum.

Yanıma gelip durduğunda dahi beni zor buldu aşık olduğum gözler. Gözleri büyük bir özenle dolaştı üzerimde. Dudakları keyifle kıvırılırken üzerimi bir kaç kez usul usul turladı.

"Beni büyülüyorsun. Sana bakarken bütün eğitimlerim boşa gidiyor sanki. Dikkatimi etrafa veremiyorum." Dediğinde güldüm. Elimdeki bardaktan bir kaç yudum daha içtim.

Kaşları çatılırken bardağıma dikkatle baktı.

"Ne içiyorsun?" Dedi tekrar katı bir otoriteyi sarmalayan sesi. Bardağımdaki salebi gösterdim.

"Baksana salep yapmışlar. Ama tadı o kadar güzeldiki resmen beş saniyede hayatım güzelleşti onu bulunca." Dedim gülerek. Fakat onun yüzü bembeyaz kesildi. Gözlerini yavaşlıkla kapatıp açtı. Elimdeki bardağı sertçe alıp masaya koyduğunda ne olduğunu anlamaya çalışarak etrafa bakındım. Kolumdan tutup beni sürüklemeye başladığında şaşkınlıkla peşinden gitmeye başladım. Ne oldu şimdi?

Koca bedeninin yönlendirmesiyle giderken oradan oraya savruluyordum. Partinin yapıldığı yerin arka kapısından çıktığımızda buradaki bahçede sigara içen bir kaç kişi hariç hiç kimse yoktu. Olabildiğince insanlardan uzağa gitmemizi sağladığında sadece ona uyuyordum. Omzuma çökerek yere çökmemi sağladığında delirdiğini düşündüm. Yaptığı işi hiç sevmemiştim zaten şimdide delirmişti.

"Kus!" Kesin ve sert uslübuyla şaşkınlıkla ona döndüm.

"Ne?" Dedim aynı şaşkınlıkla. Yüzümü yere çevirmemi sağlayarak tıslayarak tekrar etti.

"Kus!" Dediğinde tekrar ona dönüp ayaklanmaya çalışsamda tutuşu müsaade etmedi. Neyseki canımı yakmıyordu. Eğer lanet işinin saçmalıkları için canımı yakarsa gerçekten üzülürdüm.

"Niye kusayım be adam. Bu ne saçmalık!" Diye sitem ettiğimde, gözleri koyulaştı.

"Senden kusmanı istiyorum. Eğerki kusmazsan..." Dediğinde sustu. Gözü seğirirken boşta kalan elinin parmaklarını sıkıp açtı.

"Beni tehdit mi ediyorsun?" Dedim şaşkınlıkla hevesle kafasını salladı. Bunu ilk kez yaşamıyordum. Bunu defalarca yaşamıştım. Ama artık yapmaz sanıyordum...

"Pek alasınıda yaparım. Lütfen kusar mısın?" Dediğinde kırıldığımı hissettim.

"Senin karınım." Dediğinde gözleri üzerimde gezindiğinde kafa salladı.

"Şuan bu konuşmayı seninle yapmamızın en temel sebebi bu." Dediğinden elinden kurtulmak için çırpındım.

"Benim kusmamın senin lanet işinlene alakası var. Bırak beni. Eve gitmek istiyorum." Omzuma daha sert basıtırdı. Benimle ilgilenmek için getirdiğini sandığım bu yerde bir de... Bir de...