&10.Bölüm

93 9 24
                                    

02.09.22
İyi okumalar...

Ağlayarak göz yumduğum geceye evde yankılanan anahtar sesiyle gözlerimi açtım. Hayır anahtar sesi aslında evde yankılanmıyordu ben sabahtan beri bunu beklediğim için duyduğum an vücudum tepki vermişti. Gözlerim komidindeki ikiyi gösteren saate değdiğinde saatlerce bunu kafaya takıp ağlayan ben değilmişim gibi tepkisizce baktım saate. Sadece adamı götürüp gelecekti değil mi? Gerçekten bu kadar uzun bir operasyon görememiştim ben.

Çekmecedeki silahla onu vurmalıydım. Aşık olduğum gözleriyle bakıp beni kandıracak sözler söylemeden önce vurmalıydım onu. Sonrasının canı cehenneme hapse girerdim Umut'ta anasız babasız büyürdü. Çok güzel. Allah'ta beni bir daha affetmezdi sanıyorum. Affeder miydi?

Kapı açıldığında yanaklarımı ıslatmak için dolan gözlerimi sıkıca yumdum. Sanki havada süzülüyormuş gibi bir sessizlikle girdi içeri. Yanıma çöken bendeni hissettim. Dudaklarımdan derin bir öpücük alırken bir volkan gibi patlayacağımı düşündüm. Geri çekilip yumuşakça saçlarımı sevip ayaklandı. Bu hareketleri gözyaşlarımı boğazıma dizerken başka bir kadının dudaklarıyla buluşmuş dudakları bana sürdüğünü düşündüm. Tepki vermemek için kendimi sıkarken bu sefer banyo kapısı açılıp kapandı. Gözlerim hızla açılırken ölümcül gözlerle baktım banyoya doğru.

Lazım tabi, banyo lazım o bedene. Tabi banyo ne kadar temizler muamma. Yatakta doğrulurken titreyen ellerimi yüzüme bastırdım. En çokta belkide uyandığımda onu göremediğim her gece aslında işe gitmiyor olma düşüncesi... Gün ışığını başka bir kadınla karşılıyordu. Hiçbir şey anlatmama keyfiydi zaten. Beni beşikle uyutuyordu. Gerçi ne bekliyorum. Önceden yapmadıysada yedi yıl beni bekliyemez. Uraz'ın böyle şeylere sabrı yoktur. Ne bekledim ki yani? Kalbi soğumuşta bilmem neymişte.

Elim çekmeceye giderken içimdeki öfkeyle açmak için asılmıştımki komidinin üstündeki telefonu ve silahı gördüm. Banyoya girmeden önce buraya bırakmıştı. Elim istemsizce o telefona uzandı. Ekranı açarken parolayla karşılaştım yıllar önce öğrendiğim fakat unutamadığım şifreyi girdiğimde açılmasına şaşırdım hâlâ değiştirmemişti.

Kendimi koltuğa atıp ona yaptığım kahveyi uzatırken benim tamamlamadığım yakınlaşmayı tamamlarken kolunu omzuma atıp beni kendine çekti. Telefonunu kenarı bırakırken kahvesinde sesli bir yudum aldı. Beğeni dolu sesler çıkartırken aklımda bir soru doğmuştu.

"Uraz bana telefonunu verir misin?" Dediğimde gülerek parmak iziyle açtığı telefonu bana uzattı. Ekranda mailleri gözükürken kaşlarımı çattım.

"Şifrenide göster." Deyince daha da güldü. Telefonu gözümün önünde tutarak parolayı yavaş yavaş girmeye başladı. Her sayıyı girdikten sonra konuştu.

"Sıfır ve dokuz 2009'un son iki rakamı, sekiz o yılın en güzel ayı, onu o yılın en şanslı günü ve on elli dokuz'da toplantıya ilk girip kaderime yazıldığın an. 098101059 kaderimin en güzel olayı." Gözlerim dolarken okumak için getirdiğim ve kucağımda duran kitabı kenara bırakıp kahveye dikkat ederek yanağını öptüm. Onun yüzünde bir sırıtma oluşurken saçımı sevdi.

"Bende seni seviyorum." Diye fısıldadığında yüzümde oluşan gülümsemeyi engelleyemeyerek telefona döndüm. Mailleri biraz dolaşsamda sıkıcı ve anlamadığım şeyler olunca çıktım. Kayıtlı olan numaraları gezsemde hepsi harflerle kodlanarak yazılmıştı. Göz devirip kendi numaramı yazıp kendi kodlamama bakmak istediğimde benim kodalama olmadığımı Karıcığım yazdığını gördüm. Tekrar göz devirip telefonun herşeyini gezsemde telefon sanki daha yeni kurulmuş ve kullanılmayan bir telefon gibi bomboştu. Galeride bile benim uyurken çektiği fotoğraflarımdan başkası yoktu. Bu tatlı olsada sinirle telefonu kucağına attım. Adam o kadar sırlıydıki aldatıyorsa bile kodlarla aldatıyordu.

Mavi Girift (✓)Where stories live. Discover now