&12.Bölüm

79 9 22
                                    

23.09.2022
İyi okumalar...

İçimde bir yer sızım sızım sızlarken. Masadan kalkarak yanımıza gelen Umut ve babasının gözleri bile bana her şeyi anlatıyordu. Durdukça yüzü sinirden dahada kızaran adam sanki Yiğit'ten ölümüne nefret ediyordu.

"O numarayı engelle." Dedi kıpkırmızı yüzü aksine sakin bir ses tonuyla.

"Bu adam bana yardım etmiş biri Uraz." Dediğimde gözlerini yere dikti. Gözlerini yumup heybetli omuzlarının sakin kalkıp inişleriyle kendini sakinleştirişini izledim. Yeniden üstleri tarafından ayrıldığımızdan haberdar mıydı? Yedi yıl boyunca ayrı olmamızda esas üstlerinin parmağı olduğundan haberdar mıydı? Yiğit'in sadece bir piyon olduğunu biliyor muydu? Yiğit'e sonsuz bir minnet duyuyordum. Beni bebeğimi istemeyen adamın mecburiyetinden kurtarmıştı. Ben ondan nefret etmiyordum. O her olayda en az Uraz kadar imdadıma koşandı. Yiğit, Uraz'ın öğrendikten sonra onu bayıltana kadar dövdüğünü bu yüzden işten uzaklaştırıldığını söylemişti.

Zaten bir kaç yıldır çok dengesiz davranıp görevleri ifşaladığını, birilerini nedensiz yere dövdüğünü söylemişti. Bunu umursamayarak Sakarya'ya geldiğini bir kaç gün beni uzaktan izlediğini söylemişti. Hatta telefonumun çağrılarının onun telefonuna yönlendiğini söylemişti. Her birisiyle konuştuğumda onun beni dinlediğini.

"Ben ondan nefret ediyorum Ebrar. Lütfen benim sözlerime bir gram saygın varsa onunla iletişimi kes." Dediğinde hakimeyet kurmak için derin derin bakan gözlerine baktım. Kendimi şartlarken omuz silktim.

"O adam bana en çaresiz anımda el uzattı. Ona arkamı dönmem." Dediğimde ufak bir gülüş bıraktı. Eğlenmek bir yana acı çektiği belli oluyordu. Dahada yaklaşıp yüzüme eğildi.

"O adam beni sırtımdan vurdu Ebrar. Gün gelir yara alırsan gerçekten o adamın boğazından geçecek her nefesi ona fazla görürüm." Dediğinde bütün duygularım dediklerini kabullenmek istesede geri çekilip gözlerine baktım.

"Ona bu fırsatı tanımamaya çalışırım fakat gün gelir bizi koruyamazsan, canım tehlikede olursa, o zaman onu aramaktan çekinmem." Dediğimde berrak mavileri karardı. Aklından ne geçti ne düşündü bilmiyorum fakat gözlerini yumarak kafasını iki yana salladı. Gözlerini açtığında gözleri çaresizce baktı bana.

"O adam beni sana ölü gösterdi. O adam seni benden ayırdı. O işine sadık bir köpekten başka bir şey değil Ebrar. İşine geldiğinde seni nasıl harcayacağını aklın almaz. Nasıl bir ortamda çalıştığımı neler gördüğümü bilemezsin?" Dedi beni ikna etmek ister gibi. Uzanıp nazikçe yanaklarını tuttuğumda gözlerini yumdu. Gergin kaşları gevşerken belirgin olmayan elmacık kemikleri elimin altında gidip geldi.

"Bilmediğim hiçbir zaman bilmeyeceğim şeyler, gizemler, yapmam gerekenler, göz yummam gerekenler... Neyseki beni hiç şaşırtmıyorsun. Her şey başa sarıyor. Yeniden bir eve bir de yanımda çocukla hapsolacağım. Tehlikeler, uyarılar, mektuplar... Hepsi bir adamı akşam iki saat göreyim diye. Düşünmek istemiyorum. Düşünmek bile beni boğacak gibi oluyor." Dedim ellerimi yüzünden, gözlerimi kıyametim olan gözlerinden çekerken.

Her zaman güvenmemi söylediği adama güveniyorum diye suçlanıyorum. Mine'yle oynar Umut'um. Eve tıkılan tek çocuk olamaz. Alışırız artık yalnız olamayacağım ki. Yavrumla tekrar alışırım.

Hata. Bu adam sadece tekrar düştüğüm bir hata. Aslında hatayı o toplantıya girerken yapmıştım.

"Anlatamam yapamam. Sanki evden çıkamıyormuş gibi konuşma meleğim. Her gün işe gidiyordun. Ben kaç kez sana fark ettirmeden ne belalar yuttum." Dediğinde yüzüme iyi bir meziyetmiş gibi vurduğu şeye yüz buruşturdum. Beni belalardan korumuşmuş. Beni bu belalara dedem sokmuştu keşke zahmet etmeseydin.

Mavi Girift (✓)Where stories live. Discover now