&3.Bölüm

129 10 29
                                    

06.01.2022
İyi okumalar...

Özellikle arabayı dolandıra donlandıra yolu uzata uzata giderken bir anda önüme geçip frenleyen arabayı gördüğümde yalnızca bir saliseyle çarpmaktan kurtuldum. Üzgün gözlerle baktım önümdeki araçtan hızla inen adamlara. Beni kim koruyacak Uraz?

Arabamın yanına ulaşan adamlarla kilidi hızla kapattım. Arabayı geri vitese alıp sertçe çevirdim direksiyonu. Aracı hızla sollarken tek düşündüğüm bu adamların iyi niyetli olmadıklarına emin olmamdı. Gazı köklerken hızla dikiz aynasından arabaya koştuklarını gördüm. İçimdeki heyecanla izimi kaybettirmek için her yere saparken Şans eseri girdiğim bir sokak arasında köşede bir yere kalabalık arabaların yanına park ettim. Kalbim son hızda atarken kafamı eğip ne olacağını bekledim.

Bir araç yanımdan son hız geçerken gözlerimi yumup korkuyla titredim. Titrek bir nefes verirken kafamı kaldırdım. O an buraya geri dönen bir araç gördüğümde can havliyle tekrar eğildim. Araç bu sefer geçip gitmedi. Yanımda yavaşlayıp dururken mantıklı düşünmeye çalışarak çantamı karıştırarak hızla telefonumu buldum. İlk karşıma çıkan hâlâ silemediğim onun numarasıyken sarsılsamda duraksamadım. Hızla Yiğit'i aradım. Çalsada kendi kendine kapanırken bütün ümitlerimi sömürüyordu Yiğit. Hızla son can havliyle konumumu atarken bir anda üzerime inen camla korkuyla çığlık attım. Ellerim başımı korumak isteyerek titreyerek oraya gitsede kırılan camlardan bir kaçı yüzümü çizmişti.

Hızla kapım açıldığında boğazıma dolanan el beni sertçe koltuğun arkasına vurdu kafamı. Korkuyla gözlerimi yumarken aklıma tek gelen şey beni koruyan bir Uraz olmalıydı. Bu anı ilk kez yaşamıyordum. Kaç kez böyle saçma sapan olaylarla karşılaşmıştım fakat her zaman yardımıma koşan bir Uraz vardı. Şimdi...

Şakağıma yaslanan soğuk metalle araladım gözlerimi. O an boğazıma gitmeyen oksijen yüzünden sıkışan göğsümü fark ettim. Adamın zalim gözleriyle çarpışırken gözlerinde bana karşı nefret fokurduyordu.

"Kocan nerede!?" Dediğinde dişlerimi birbirine bastırarak nefessizliğe direnmeye çabaladım. Namlu dahada belirginleşirken elinden kurtulmaya çabaladım istemsizce.

"O öldü." Dedim çıkmayan sesiyle. Öldü! Öldü! Bağırıp çığlık atmak istedim. Ölüydü işte. Neden ölüsünün arkasından bile onu mezarında rahat bırakmıyorsunuz?

"Kocan nerede?" Dedi bu sefer daha sakin bir sesle boğazımdaki eli gevşerken. Hava ciğerime dolarken rabbimden yardım dilendim gözlerimi etrafta gezdirerek. Girdiğim ıssız sokakta ben ve arabadan inmiş iki adamdan başka kimse yoktu. Neden bu sokağı seçiştim ya?

"Kocam yok." Dedim yalvarırcasına. Gözlerindeki ateş harlanırken eli silahın üzerinde oyalandı.

"Beynin suyunun akmasına ne dersin güzelim?" Dediğinde öylece gözlerine baktım. Uraz...

"Anlama kıtlığın mı var?" Dediğinde boğazımı bir kerpeten gibi sarrdı parmaklarını. Nefesim kesilirken çaresizce elini çekiştirdim.

"Öldü..." Dedim çıkmayan sesimle bir anda beni arabadan dışarı çekip yere savurduğunda düşmekten kurtulamadım. Dizlerime bir şeylerin battığını hissetsemde ciğerime yeniden ulaşan hava ve kafamdan ayrılmayan silah varken son derdim buydu.

"Hayatına burada son vermemizi bu denli mi istiyorsun?" Sözleri ruhumu titretti. Uraz'ın burada olduğunu ve beni göğsüne çekerek güvenli kanatları altına aldığını düşünmeye çalıştım.

Gözlerim dolarken yürek yangınımla aktı yaşlar. Acım başıma dayanan silaha ölecek olmama değildi. Uraz'aydı.

"O yaşamıyor." Dedim hep aynı şeyi söylemeye çekimezken. Bir anda bir kurşun sesi havayı delerken ayağım yanındaki asfalta sertçe saplandı. İliklerime kadar korkuyla dolarken adam sesini yükseltti fakat boşa uğraşıyordu. Uraz gerçekten ölmüştü.

Mavi Girift (✓)Where stories live. Discover now