0.3

9.1K 1K 818
                                    

Şimdi şimdi şimdi günaydınn

Birkaç bir şey diyeyim hemen, omegaverse evreninde omega ve alfalar böyle nasıl davranmalarını belirten dersleri alıyorlar aslında okul hayatında ama ben bunu kısa bir dönem yapıp aynı bu dünya gibi üniversiteyi bölüm bölüm koydum pek sevmiyorum o davranmış derslerini zaten

Heh bitti, kaçtım iyi okumalarrrr 💙

***

"Hyunjin, sanırım öldüm."

Hyunjin, duyduğu cümle ile direkt Jisung'un omzundaki kolunu çekerken "İyi misin lan?" diye atılmış Jisung da sonunda rahat olduğu için gülmüştü. Bu sırada masaya gelen Changbin de eğilerek Hyunjin'in elinde tuttuğu krakeri ısırıp kendine bir sandalye çekerek oturmuştu.

"Sen Jisung'u saldığında dünya çok farklı bir yer olacak."

"Yine haşmetli haşmetli konuşuyorsun bak Changbin, kalkıyor benimki. Kızdırayım mı kendimi, atayım mı seni yatağa?"

"Dene bakalım, zararlı çıkan kim oluyor?"

Changbin de alayla arkadaşına kafa tuttuğunda Hyunjin gülüp onun yanağını sıkmış sonra da geri Jisung'un omuzuna kolunu atmıştı. "Chan hyung nerede?" dedi Jisung merakla. "Hala dersi bitmedi mi?"

"Yarım saate biter," dedi Changbin artık ezberlediği ders programı ile. Dersleri hep diğerlerinden önce bittiği için zamanla vakitlerini ezberlemişti. Jisung anlayışla kafasını sallayıp masasının üstündeki kahveyi içmeye başladığı sırada kantine giren Felix'i gördüğü gibi elini kaldırdı. "Felix!"

"Hey, Ji!" dedi Felix gülerek ardından panikle Jeongin'e baktı. "Jeongin Changbin orada, Jeongin Changbin orada bana yardım et, yardım et bana hadi lütfen."

"Panik panik davranma ilk," Jeongin omuzundan tuttuğu arkadaşını onlara gülerek bakan Jisung'a doğru çevirdi. "Gelsene," diyen sesle beraber Felix'i o tarafa doğru belinden itmiş, ardından da dersi olduğu için koridorda ilerlemeye başlamıştı.

Bir yandan yeni aldığı gitarını sıkı sıkıya kavrıyor bir yandan yerini ezbere bildiği sınıfa doğru ilerliyordu ki adım atmak için çıkacağı basamağı görmeyip yere yapışmak üzere ellerini açtı ama yere milimler kala biri hızla onu bileklerinden tutup tüm ağırlığını almıştı.

"İyi misin?" dedi Chan, ondan daha zayıf çocuğu kaldırarak. Jeongin onun sırtındaki gitara kısa bir bakış atmış ardından da gülerek kafasını sallamıştı. "İyiyim, teşekkür ederim."

Sonra aklına gelen şeyle hızla saatine baktı ve, "Geç kaldım," diyerek koşmaya başladı. Chan arkasından birkaç saniye anlamazca bakmış sonra da omuz silkerek kafeteryaya doğru ilerlemişti. Arkadaşlarının yanına doğru ilerlediğinde masalarında oturan Felix'i görünce güldü.

Birkaç kere ödev konusunda birbirlerine yardımcı oldukları için tanıyordu Felix'i, onu da Jisung gibi görüyordu. "Naber Felix?" diyerek masaya oturunca Felix güldü. "İyiyim hyung, sen?"

Bir yandan da masanın altından titreyen ellerini sakinleştirmeye çalışıyordu çünkü Changbin tam karşısında oturuyordu. Feromonlarını bastıran ilacı kullandığı için kendini şanslı saydı yoksa masadaki herkese karşı rezil olabilirdi.

"İyi ben de," dedi Chan ve bu sefer Jisung'a baktı. "Sen anlat bakalım. Randevun nasıl geçti?"

Jisung bir anda aldığı bu soru ile gözlerini hızla büyüttü. Minho, Felix'in arkadaşıydı! Chan'a şokla uyarıcı bakışlarını gönderirken Chan anlamadan kaşlarını kaldırıp omzundaki gitarı yanına bırakmıştı ki Felix kendini tutamadan gülerek anladığı için "Utanmana gerek yok," diyerek arkadaşına baktı. "Minho hyungun senin gibi biri ile randevuya çıkması bizi çok mutlu etti."

star lost, minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin