0.5

8.1K 945 472
                                    

Bu kitap oluyor mu cidden 🥺

Nasılsınız, nasıl gidiyor

Siz bunu okurken bende changlix yazayım föcşdöxşdş

***

Yan yana olan altı kişide usulca yürümeye başlamışlardı ki "Hey!" diyen sesi duydukları gibi durmuşlardı. Chan "Hyunjin?" diyerek arkasını döndüğünde üzerini hızla değiştirip rahat bir eşofman ve tişört giyen Hyunjin koşarak yanlarında durmuştu.

Jisung'un evinden çıkar çıkmaz kendi evine geçmişti fakat anlık bir kararla üzerini değiştirip diğerleri ile yürüme kararı almıştı. "Sen de kalırım," deyip Changbin'in yanına geldiğinde Changbin kafasını salladı. "Olur. Çantan bendeydi zaten."

Arkadaşının koluna girmiş yürümeye başlamıştı ki sokak ayrımına geldikleri zaman Chan duraklayıp gitarını sırtına aldı. "Ben ayrılıyorum burada sizden, hepinize iyi geceler."

Herkes hep bir ağızdan iyi geceler dilerken Chan gitmeden Jeongin'e bakarak "Jeongin," demiş ve ardından da küçük omegaya karşı gülümsemişti. "Yarınki dersim üçte bitiyor. O an okulda olursan sana çalışma notlarımı verebilirim."

Jeongin sırıttı. "Tamamdır, teşekkür ederim hyung!"

"Rica ederim, iyi geceler."

Gülümsedi. "İyi geceler."

O hepsine dönüp ilerlemeye başladığında Jeongin içinden sevinç dansları ediyordu, Changbin ve Minho da bir süre muhabbet etmiş ardından da bir alt sokağa girdikleri için Minho ve çocuklar ayrılırken Changbin ile Hyunjin yürümeye devam etmişlerdi.

"Siz Jisung ile iyi gidiyorsunuz bayağı he," dedi Seungmin yalnız kalmaları ile. Minho "Eh işte," deyip dürüst olmuş beline sarılan Felix'in omuzuna kolunu atmıştı.

Evinin sadece iki blok yanında olan çocukları evlerine yolladıktan sonra kendi evine girip sessizliğe bürünmüş evde usulca odasına çıkarak içeri girdi. Tek hamlede üzerindeki tişörtü sıyırıp yatağa uzanmış, cebindeki telefonunu kenara bırakmıştı.

Jisung'un da dediği gibi, bugün hiç oyalanmadan uyumalıydı.

Sabah kalkıp annesi ile kısaca konuşmuş, ardından da onun gibi erkenden dersi olan Seungmin'i okula bıraktıktan sonra arabayı park edip kendi bölümüne geçiş yapmıştı.

Onun için hayat sıradandı, alfalık derslerini bitirdikten sonra düz olarak üniversite hayatı ve babasından kalan şirket ile uğraşıyordu. Pek anlamazdı şirket işlerinden, keza mimarlık ilgi alanı da değildi.

Jisung'un babası ölmeden önce ona şirket hakkında bir sürü şey öğrettiği için sadece nasıl yürütülmesi gerektiğini biliyordu, bu yüzden arada bir şirketi kontrole gider, onaylanması gereken şeyleri onaylar gerisini de amcasına bırakırdı.

Tamamen uyusa da hafiften uykusu vardı, dersleri biter bitmez kafasını sıranın üstüne bıraktığında bu saatten sonra bu sınıfta ders olmayacağını biliyordu bu yüzden gönül rahatlığı ile kendini uykuya teslim etmişti.

Fakat bu çok uzun sürmemişti.

Dışarıdan gelen sesler ile gözlerini açtığında Jisung'un "Minho nerede biliyor musun?" sorusunu duyunca ayağa kalktı. Onun burada ne işi vardı?

Gözlerini ovuşturarak aşağı inmeye başlamıştı ki sınıfın açık kapısından içeri Jisung girmiş Minho ile göz göze geldiği gibi duraksamıştı.

"Jisung?" deyip endişeyle onun yanına adımladığında Jisung yüzüne baktı. "Uyuyor muydun?"

"Evet de ne oldu?"

star lost, minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin