0.9

7.6K 852 425
                                    

Günaydın

***

"Naber?"

Jisung, yüzünde bir gülümseme bu zamana kadar bir nevi korkusu olan işin ilk adımı için hazırlıklar yaparken korkudan uzak hissediyordu kendini. Sıcak havada omzunu pervaza yaslamış, üzerinde klasik bir şort ve tişört varken karşısındaki alfaya sırıtıyordu.

"Gördüğün gibi," diyerek evin içini işaret edince Minho gördüğü görüntü ile kıkırdadı. Changbin, Hyunjin'i omuzuna almış perde asmaya çalışırlarken Chan da toz alıyor, Jisung'un annesi de onlara emir veriyordu.

"Aynısı bizim evde de var anlamadığım bir şekilde," dedi gülerek. "Sanki siz bize geliyorsunuz onu da anlamadım ya. Annem ve Felix kocaman bir telaş içinde, beni de markete yolladılar. Çıkmışken yanına uğrayayım dedim."

Jisung normal zamanlarda evlilikten korksa bu evreleri düşündüğü her an boğulurmuş gibi hissederdi fakat şu anda herkesin sırf onların nişanı diye gereğinden fazla telaş yapması mutlu ediyor, olur olmadık gülmesini sağlıyordu.

Yine aynı tepkiyi verip gülürken elini kaldırıp Minho'nun yanağına koyup son zamanlarda favori hareketini yaparak baş parmağı ile yanağını okşamıştı. "İyi yapmışsın," dedi hak vererek. Omuz silkti. "En azından buna şükredelim. Onlara nişanlanacağımızı söylediğimizde sandığımız kadar büyük bir tepki vermediler."

Minho o anı hatırladığı gibi "Ya ya," diye homurdanınca Jisung kahkaha attı. Çünkü Felix bunu öğrendiği zaman kocaman bir çığlık atıp 'çok erken! Nasıl hazırlık yapacağız? Yetişir mi?' diyerek herkesi ayağa kaldırmıştı.

Hala da ayağa kaldırmaya devam ediyordu tabii.

"Sana bu kadar değer vermesi çok güzel," dedi açıklamak için. Cidden Minho ve diğer üç gencin de ilişkisini, birbirlerine bağlı olmasını çok seviyordu.

"Seninkilerin de bir farkı yok, baksana." Minho içeride bağırışan Changbin ve Hyunjin'i işaret ettiği zaman Jisung arkaya kısa bir bakış atıp gülmüş ve hak vermişti. Dünden beri hazırlık yapıyordu annesi ve arkadaşları da sürekli buradaydı.

Minho, titreyen telefonu ile ekrana bakıp Felix'in mesajına göz gezdirdi ve telefonu geri cebine atarak karşısındaki omegaya baktı. "Evden çağırıyorlar şimdi. Gitmem gerek, kendini çok yorma ayrıca."

Jisung kafasını salladı. "Etmem. Dikkatli git."

Minho bir şey demeden göz kırpıp evden ayrılırken. Jisung arkasından birkaç saniye bakmış ardından da kapıyı kapatıp içeri geçmişti. Hyunjin ve Changbin perdeleri halletmişti, annesi de mutfaktaydı. Chan hala toz almaya devam ediyordu.

Bir süre daha evdeki işlere yardım etmiş ardından da hazırlanmak için odasına çekilmişti. Yüzündeki sırıtışla kıyafetine bakarken Minho'dan gelecek mesajı bekliyordu. Hızla üzerine kot pantolonunu ve işlemeli beyaz gömleğini çekmiş, inci kolyesini boynuna takmıştı.

Aynanın karşısında hafiften bir makyaj yaparken kapının açılması ile Hyunjin, ardından da Chan ile Changbin girmişti. Chan kendini yatağa atarken Changbin de onun ayak ucuna oturdu.

Hyunjin ise arkadaşımın poposuna patlatmış, odadaki tekli kanepeye yan oturmuştu. "Hazırlanmışsınız," diye konuştu Jisung onlara bakarak.

Changbin kafa salladı. "Evlenmiyorsun sadece yüzük takacaksınız ne bu süslenme ya?"

Omuz silkti. "Ama evleneceğim."

"Hayır."

"Yo," dedi sırıtarak. "Evleneceğim."

star lost, minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin