1.0

7K 789 291
                                    

Bölümü baştaki şarkı ile okumanız rica edilir 🤭

Size iyi geceler bana da kolay gelsin, sınava çalışmaya oturuyorum 🐱

***

Minho küçük yaştan beri dünyalarında belli bir kural olan alfalık derslerini alıyordu. Babasından sonra bir nevi annesine bakmak ona kalmıştı, annesi, kuzeni dahil üç küçük kardeşi ve kedileri vardı yaşamasını sağlayan.

Şikayet eden bir karakteri yoktu, aksine çalışkandı énfasis azından bir şeyler için gayret etmekten zevk alırdı. Kendini de düşünürdü fakat daha çok arka planda tutardı önceliği ailesiydi.

Büyüdüğünü, olgun bir alfa olduğunu ve dünyalarının kuralları gereği evlilik zamanında yaklaştığını biliyordu. Tam hayatı rahatlamışken biri ile ilişki yaşayabilirdi ve Jisung sanki hissetmiş gibi tam da o an girmişti hayatına. Eh, belki annesinin yardımı ile girmişti ama ona göre tam bu dönemde randevuya çıkmalarının istenmesi şanstı.

Ne de olsa Jisung'un annesi ve kendi annesinin dostluğu yıllara dayanıyordu, bunu daha öncede isteyebilirlerdi. Jisung ile yıllar önce konuşmuştu en son, ikisinin de dersleri ve arkadaşlarını daha çok önemsemesi yüzünden aileler buluştuğu anda gelmezlerdi ve haliyle sadece birbirlerini isim olarak tanırlardı.

Fakat şimdi bundan pişmanlık duyuyordu.

Arabayı sürerken bunu düşünmüştü. Hayatında onu sevecek birinin olması güzeldi, kalbini rahatlatacak veya sabah kalktığında onu görmesiyle neşelenmesini sağlayacak birinin olması güzeldi keza omega ile aynı yatakta aynı sabaha açtığı düşüncesi onu iyi hissettiriyordu.

Şirkete iyice yaklaşırken Jisung'un gözlerini açması ile ona doğru bakıp gülümsedi. "Günaydın. Dinlendin mi?"

"Kesinlikle," deyip dikkatlice ayaklarını onun kucağından çekerek önüne aldı Jisung. Karışan saçlarını düzeltti. "Bu kadar uyuduğuma göre fazlasıyla uzunmuş şirketin yolu. Her gün gelmek zor olmuyor mu?"

Aslında o kadar uzun değildi, Minho sadece o biraz daha uyusun diye uzun yolu kullanmıştı. "Yo," deyip kafasını salladı. "İyi aslında. Sorun olmuyor. Geldik bile." Arabayı park ederken anahtarı cebine attı. "Hızlıca anlaşmaları halledeyim sonra da yemeğe gideriz. Ne dersin?"

"Mükemmel."

Jisung gülerek ayakkabılarını giymiş ardında Minho'nun uzattığı çantayı alıp gülerek teşekkür etmişti. Beraber arabadan indiklerinde kafasını kaldırıp şirkete baktı, babası zamanında burada çalıştığı için gelmişti fakat çok küçüktü. Üzerinden yıllar geçtiğini de bilince değişmesi çok normaldi şu haliyle.

Kıkırdadı. "Küçükken babamla gelmiştim. Fazlasıyla değişmiş."

Minho da gülerek yanına vardı. "Şu an ayakta kalması tarihi anıt gibi restore edilmesi sayesinde. Hadi, girelim."

"Olur."

İkili yan yana şirketin içine girdikleri zaman Jisung kimliğini çıkarmak için elini çantasına atmıştı ki Minho kapıdaki güvenliğe onu tanıtmıştı bile. "Nişanlım," deyip Jisung'un elini tuttuğunda güvenlik Jisung gözlerini onun üzerine dikti.

Bir anda duymak çok değişik hissettirmişti.

Güvenlik prosedürü bu şekilde Jisung'a uygulanmadan direkt içeri girerlerken Minho, Jisung'un parmak uçlarını tutuyordu. Beraber asansöre doğru ilerlerken Jisung güldü. "Fazlasıyla şaşırdı."

"Dün yüzüksüz çıktığım mekana bugün böyle girince şaşırdı adam." Yüz ifadesi aklına gelirken Minho da güldü. "Komikti."

Kesinlikle.

star lost, minsung ✓Where stories live. Discover now