2.2

4.9K 637 299
                                    

Jisung bir yandan telefonu ile uğraşırken ara sıra da camdan bakıyordu, saati son kez kontrol edip telefonunu cebine atmıştı ki Minho da arabayı yavaşlatarak evin önüne çekmişti.

"Direkt eve mi geçeceksin?" diye sorduğunda Jisung kafa salladı. "Annemi hastaneden getirir eğer tahminimden erken biterse işlerimiz şirkete gelirim yanına sevgilim, olur mu?"

Alfa bununla beraber sırıttı. "İşte bu olur."

Jisung da onun gülüşü ile gülmüş, Minho arka koltuktan aldığı montu eşine uzatınca Jisung hızlıca montunu üstüne giymiş ardından da Minho'nun verdiği sırt çantasını omuzlarına asmıştı. Uzanarak ellerini yanaklarına koyduğu gibi sevgilisini kendine çekerek dudaklarını dudaklarına bastırdı.

Ona her zerresiyle bayılıyordu, Minho onun için gerçekten bu hayatta mucize gibi bir şeydi, tam olarak tarif edemiyordu çünkü onu tarif edecek bir kelime yoktu zihninde. Alfa ona destek olarak elini beline atarken Jisung uzun bir öpücükten sonra geri çekilmiş, yüzüne bakmıştı.

"Kendini çok yorma sen de olur mu?"

Kafasını sallayıp reddetmedi. "Sen nasıl istersen," deyip bir kere daha eşini öpmüş, Jisung gülmüştü. Geri çekilerek kapıyı açtığında Minho "Gelişmeleri bana da haber et," deyince başını salladı. "Tamamdır sevgilim, görüşürüz!"

"Görüşürüz!"

Jisung arabanın kapısını kapatıp koşa koşa bahçe kapısını açmış, o eve girince Minho da arabayı şirkete sürmeye başlamıştı. "Balım!" deyip annesine sıkıca sarıldı Jisung. "Nasılsın, of, çok özlemişim seni!"

Annesi de ona sarıldı. "Ay, ben de seni! Çok iyiyim bebeğim, sen nasılsın?"

Montunu çıkarmadan mutfaktaki sandalyeye oturdu Jisung, gülümsedi. "Ben de iyiyim. Biz de iyiyiz, anne, çok aşığım! Anne delireceğim aşkımdan!"

Cümlesi çığlığa dönüşürken yaşlı omega çocuğuna gülmüştü, bir zamanlar ben kimseye aşık olmam diyen çocuğunu şimdi karşısında bu durumda görmek gülmesini sağlıyordu haliyle. "Minho o kadar güzel ki," diye söylendi Jisung. "Yemin ediyorum çok güzel anne, böyle delirecek gibi hissediyorum ona olan sevgimden, onun bana olan sevgisinden."

Güldü. "Ben lisedeyken benden hoşlanıyormuş biliyor musun?"

"Şaka yapıyorsun, biz anlamadık mı! Ay delireceğim sizin lise versiyonunuzu göremedim mi ben şimdi?"

O hayretle cümlelerini sıralarken Jisung kıkırdamış sonra annesi hazırlanınca evden çıkmışlardı. Beraber hastaneye gidip annesinin tedavisi ile ilgilendiler uzun bir süre, durumunun her geçen gün daha iyiye gitmesini öğrenmek Jisung'u cidden çok mutlu ediyordu.

Akşama doğru anca biten işleri ile hastaneden çıkarlarken Jisung annesi ve kendisine birer sıcak kahve almış sonra da çağırdığı taksiye binip Minho'ya durumu haber etmiş ve geç olduğunu, annesinin onlara çağırdığını söylemişti.

Eve gelmeleri ile beraber Jisung ellerini yıkayıp akşam yemeği için bir şeyler hazırlamaya başladı, annesinin de direktifleri ile üçüne elinden geldiğince güzel şeyler hazırlarken bir süre sonra kapı çalmıştı.

"Ben bakarım," dedi Jisung. Annesi kafasını salladığında mutfaktan çıkıp hızlı adımlarla ilerlemiş sonra da kapıyı açıp karşısındaki eşine bakmıştı. Gülümsedi. "Hoş geldin!" deyip anında Minho'ya sarıldığında Minho ellerini beline sardı.

"Hoş buldum, bu kadar mutlu durman beni de mutlu ediyor."

Omeganın boynuna derin bir öpücük bırakıp geri çekilmiş, Jisung da yüzük takılı olan elini kaldırıp onun yanağını okşamıştı. Minho'nun uzattığı cheesecake'e adeta gözlerinden kalpler çıkararak bakmış, alfa montunu çıkarınca da beraber salona ilerlemişlerdi.

star lost, minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin