1.4

6.3K 754 568
                                    

Hai haiii

Boolllllca yorum bekliyorum, bu bölüme bayılacağız 💫

***

Omeganın kulağında çınlayan sözler sanki ucu yanmak üzere olan bir ipe çakmak çakmak gibiydi.

Jisung, kulağının hemen dibinde duyduğu fısıltı ile gözlerini büyütürken yüzündeki gülüşe de engel olamamıştı. Alfanın omuzuna konan eli yavaşça onu kendinden uzaklaştırırken Minho çapkın bir şekilde sırıtıp göz kırpmış ve kolunu omuzuna atarken yan yana oturdukları sandalyede hafifçe dikleşmişti.

"Sen..." diye mırıldandı omega ama diyecek bir şey bulamadı. Sadece gülerek yanındaki alfaya bakarken Minho kıkırdayıp önüne dönmüş, parmakları da Jisung'un çenesinin yan tarafı ile oynamaya başlamıştı. Omegaya karşı temas bağımlısı hissediyordu.

"Şaka gibi oğlum." diyen kişi Changbin'di. Arkadaşının evlendiğine inanmıyordu, hepsinin yüzünde bir gülüş oluşurken Hyunjin "Ne sakin bir çiftsiniz," demiş ve kahvesini içmişti. "Ne kaos, ne iki ateşli sahne."

"Salak."

Changbin onun omuzuna yapıştırdığı gibi Hyunjin "Acıdı!" diye bağırırken Jisung arkadaşının dediği şeye gülmüştü. Dışarıdan sakin bir ilişki gibi gösterebilirlerdi fakat az önce alfadan duyduğu sözler öyle olmadıklarını kanıtlıyordu.

Başını eğip Minho'nun omuzuna yasladığı gibi "Uyumak istiyorum," derken Minho ona doğru dönüp dudaklarının alnına sürtmesine neden olmuş, bu detayla mutlu olurken "Eve gidelim mi dersin yoksa?" demişti.

Jisung omuz silkti. "Hadi gidelim."

Ders olsa bile ekebilirdi.

Çantasını aldığı gibi ayaklanırken arkadaşlarına son kez selam verip bahçeye çıkarak Minho'nun arabasına binmişler, Jisung direkt yan dönüp ayaklarını alfanın kucağına uzatırken sırtını kapıya yaslamıştı.

"Seni izleyerek uykuya dalacağım şimdi," diye konuşması Minho'nun gülmesine neden oldu. Kapıları kilitleyip önlemini alırken Jisung da bir süre sonra gözlerini kapatmış, gerçekten de dediği gibi onu izleyerek uyuyakalmıştı.

Alfanın aklında birkaç bir şey vardı Jisung'un dedikleri yüzünden, ikisine göre de ne olursa olsun ne düzgün bir flört dönemi ne de sevgililik dönemi yaşamışlardı. Jisung çok dile getiremese de bunun onun içine dert olduğunu biliyordu.

Jisung'u tanıyordu.

Eşini tanımalıydı da.

Bu yüzden kendince birkaç bir şey ayarlamış ve kendi ayarladığı şeye gülmüştü sonra. Eve yaklaşmaları ile beraber arabayı bir çiçek dükkanının önüne çekerken uyanmak üzere olan omegaya kısa bir bakış atıp arabadan inmiş, hızlı adımlarla dükkana girmişti.

Yaklaşık yarım saat sonra ise elinde olan bukete bakıp gülümsedi. Bence iyi iş çıkarmıştı?

Dükkandan çıktığı gibi elindeki çiçeğe sırıtarak arabaya ilerlerken onu izleyen omegayı fark etmesi ile beraber kapıyı açıp arabaya bindi. "Pembe gül?" dedi Jisung şaşkınlıkla, uyanalı çok olmuştu bu yüzden kendindeydi. Karşısındaki alfaya baktı. "Birine mi?"

"Hım," dedi Minho gülümseyerek. Ardından da büyük buketi beklemeden şaşkın gözlerle ona bakan omegaya uzattı. "Sana."

Annesine diye düşünüyordu ama bir anda kendisine uzatılan buketle Jisung mutlu olurken tutamadığı gülüşü ile Minho'ya bakmıştı. "Yaa..." diye mırıldanırken pembe gül buketini eline alarak sevgiyle sarıldı. "Teşekkür ederim, bunlar çok güzel."

star lost, minsung ✓Where stories live. Discover now