0.6

7.6K 900 851
                                    

Pekala, yorum istiyorum

***

Jisung, kucağında gri tüylü kedi, dizinin kenarına da kıvrılmış diğer bir kediyi severken Minho'nun yatağında oturmuş, aşağı inmemek için kendini oyalamaya bahane arıyordu. Fakat kedileri sevmişti, gülerek onlarla oynarken "Doriiiii!" deyip kucağındaki küçük kedinin tüylerini karıştırmış ardından da bununla beraber gülmüştü.

Kapının açılması ile içeriye Minho girerken gözlerini ona çevirdi. Minho elindeki kutuyu masanın üstüne bırakmış ardından da eğilerek, ona doğru gelen kedisini kucağına almıştı.

Jisung gözlerini kıstı. "O Soonie var ya, o beni hiç sevmedi. Bak, yarım saattir yalvarıyorum gel seveyim diye bir kere gelmedi ama sen gelince hemen kucağına çıktı."

Minho ona gülüp hafifçe omuzuna kaydırdığı kedisinin tüylerini okşayıp masanın üzerindeki gözlüklerini gözlerine takmış ardından da yatağında oturan Jisung'un ayak ucuna kurulmuştu.

"Cheesecake aldım sana."

Jisung şokla ona baktı. "Cidden mi?"

Minho sadece yarım saatlik bir işim var diye dışarı çıkmıştı ve şimdi de bunu söylüyordu. Gözleri masanın üstüne bırakılmış pakete gidince sevinçle gülerek "Minho ya," diyerek mutluluğunu dile getirmişti. "Teşekkür ederim."

Minho, cidden her şeyiyle onu kendine daha çok çekiyordu.

Alfa bu durumla gülüp rica ederim anlamında kaşlarını kaldırmış ardından da üstüne yığılan kedilerini severek odadan çıkmalarını seyretmişti. Jisung aşağı inerek koşarak iki tane çatal aldı ve geri yukarı çıkarak yatağa oturduğu gibi kutuyu ikisinin arasına bıraktı.

"Beraber yiyelim!" diyerek bir kaşığı Minho'ya uzatmış ve hızla eklemişti. "Reddetmek yok."

"Yiyelim bakalım."

Minho da tek bacağını altına alarak vücudunu iyice Jisung'a doğru döndürdükten sonra omeganın kutuyu açmasını bekleyerek gözlerini ona dikmiş, Jisung da kutuyu açıp içindeki cheesecakelerle gülümsemişti.

Evet! Şimdi deli gibi mutluydu işte.

Anında sırıtarak bir çatal alıp ağzına götürdüğünde hissettiği tatla gözlerini kapatıp onun tadını çıkarmaya odakladı kendini. Minho onun bu halini yüzünde hafif bir sırıtma ile izlerken düşünüyordu.

Elbette Jisung'u tanıyordu fakat daha önceden böyle oturup hiç konuşma, adam akıllı vakit geçirerek birbirlerini tanıma amaçlı konuşmamışlardı. Şimdi ise kalbini böylesine iyi eden omegayla 'neden daha önce değil de şimdi?' diye soruyordu kendine.

"Beğendin mi?" diye sorduğunda Jisung kafasını sallayıp gülümsedi. "Bayıldım! İçimde kalmıştı kafede yiyememek, annem ve Eun teyzeye de bırakalım mı?"

"Onlara aldım," deyip ekledi. "Bu bizim."

"Ye öyleyse."

Jisung çatalını batırıp refleks olarak ona uzattığında saniyeler sonra kendi çatalı olduğunu fark etmiş ama o daha farkına varamadan Minho çataldaki keki yemişti bile. Gülümseyerek göz kırptı karşısındaki omegaya ve ardından da bir çatal daha yedi.

O iğrenmiyorsa sorun yoktu.

İkisi bir süre gülerek sadece tatlıyı yemişler sonra Minho paketi atmak için aşağıya inmiş geri dönüyordu ki Jisung'u ilacı kullanırken görünce "Yapma," dedi hızla.

Koklamak istiyordu. Jisung'un nasıl koktuğunu bilmek istiyordu.

Jisung şaşkınlıkla hareketlerini durdururken gözlerini karşısına dikilen alfaya diktiğinde Minho "Bilmek istiyorum," deyip biraz daha yaklaştı ona. "Kokunu merak ediyorum. Artık bastırıcı kullanmana gerek yok."

star lost, minsung ✓Where stories live. Discover now