SİYAH KEFENLER

3. Fırtınada Yanan Küller

Lost Forever - Sergio Valentino

Prensesin Uykusuyum - Redd

3. Fırtınada Yanan Küller

🍷

Gözlerim bana şaşkınca bakan bir çift gözde takılı kalırken alnımdaki bir damla terin usulca aşağı süzüldüğünü hissettim. Şaşkınlığın dilime vurduğu kilit, lâl olmama sebebiyet verirken Asel'in kaşları hafifçe aşağı indi ve gözleriyle bedenimi kısaca süzüp onları tekrar benimkilerle buluşturdu.

"Ecrin? Senin burada ne işin var?" diye hayretle sordu ve gözleriyle arkamı kolaçan edip nazikçe kolumdan tutarak beni yana çevirdi.

"Ve iyi misin, bu hâlin ne böyle?" diye benim aksime suskunluğunu kapı dışarı ederken tekrar bir soru yöneltti.

Başımı geriye çevirip merdivenlere baktığımda arkamdan kimsenin gelmediğini fark ettim ve ona dönerek "Asıl senin ne işin var burada Asel?" diye sordum inanamamışçasına. Gözlerindeki yasak kendini belli ederken tuttuğu kolumu bıraktı ve alt dudağını yalayıp "Ben," dedi ve etrafını kolaçan etti.

"Asel burada ne işin var?" diye sordum sert bir şekilde gevelemesine fırsat vermeden. Esasında haddim bile değildi fakat Asel'in eli silahları adamların yanında olması hiç beklemediğim ve ürkütücü bir durumdu şu an için.

"Ecrin bak..." 

"Seni de mi zorla getirdiler?" diye sordum dehşet içinde.

"Ne?" deyip gözlerini şaşkınca açtı ve ardından devam etti. "Hayır, buraya kendim geldim. Seni kim buraya getirdi?" 

"İçerideki adamı tanıyor musun?" diye korkuyu sepetinde taşıyan sesimle sordum. Asel neler olduğuna anlam veremezken bunları bakışlarıyla belli etmekten hiç çekinmedi fakat bir şeylerin oldukça ters gittiğini anladı. Bir şey söyleyeceği vakit kendini frenledi ve bakışları yüzümde gergince gezindi. 

"Hayır, tanımıyorum. İş görüşmesi için geldim buraya," dediğinde kendime engel olamayarak sesimi yükselttim ve "Sen manyak mısın? İçerideki adamlar eli silahlı ve sen iş görüşmesi için geldiğini mi söylüyorsun?" dedim.

Bunu söylediğimde Asel'in gözlerinde görmeyi beklediğim şey bir şaşkınlıktı. Fakat Asel bana hâlâ aynı şekilde bakmaya devam edince yutkunarak gerçeği idrak ettim ve dudaklarımı birkaç defa açıp kapadım. Kelimeler, dışarı çıkmak için herhangi bir çaba harcamazken bir adım geri gidip ona kaşlarımı çatarak bakmaya başladım. "Sen,"

"Ecrin, sakinleş. Onlar sana ne yaptı?" diye sordu sarı düz saçlarını kulağının arkasına atarak ve bu sayede takmış olduğu gümüş renkteki halka küpe kendini belli etti.

"O zırdelinin teki beni öldürmeye çalıştı!" diye tabiri caizse sesimin çok fazla çıkmamasına dikkat ederek haykırdım. Bunu söylememle gözlerindeki hayret, içinde bulunduğumuz atmosferi sırtlayarak nefes seslerini bu sessiz ortamda doldurmaya başladı.

"Seni öldürmeye mi çalıştı?.. Ecrin senin ne alakan var bu adamla?" diye sordu yüzünü buruşturarak.

"Onu tanımıyorum bile," diye güçsüzce omuzlarımı aşağı indirdim ve ardından devam ettim. "İş için daha güvenilir yerler bulabilirsin Asel, bu adam hiç de güvenilir biri değil."

"Bak biliyorum, şu an korkuyorsun ama,"

"Aması ne? Gerçekten bu söylediğim şeye rağmen gidip o adamla mı çalışacaksın?" diye şaşkınlıkla sordum.