SİYAH KEFENLER

7. Kara Leke; Shipton Ana

Hurt - Christina Aguilera

Baba Mesleği - Gripin, Ferman Akgül

7. Kara Leke; Shipton Ana

(28 Temmuz 2020, Aydın- Söke)

Gözlerini, sol kolunu sıkıca saran ve nefesini daraltan yılan dövmesinde gezdirdi genç kadın. Üzerinde bulunan her bir noktayı, söylediği yalanların oyuklarıymış gibi hayal ediyordu zaman zaman.

Dudaklarını büktü, dövmesinin kuyruğunu uzatması gerekiyordu.

Zeytin gözlerini göğe çıkardı, omuzlarına binen yükün ismi tüy kadar hafifti. Fakat hatırası, yere çöküp içli içli ağlayacak kadar ağırdı ki bu yüzden omuzları hep öne eğikti.

Arkasına dönmeden onun için gelen tek kişiye hitaben konuştu.

"Neden geldin?"

Dudaklarından dökülen her bir kelime, mezarına attığı topraklar kadar cansız ve ağırdı.

Arkasındaki kişi bir süre cevap vermeyip onun sırtında sabitledi bakışlarını. Bu onun için can sıkıcı bir durum olurken kalbine batan iğneyi umursamadan arkasını döndü ve hiddetle "Neden geldin Egemen!" diye haykırdı.

Genç adamdan bir süre ses çıkmadı ve öylece karşısındaki kadının boğulduğu karanlığa ortak koşmaya başladı. Biliyordu, birkaç gün öncesinde aldığı yüzükle beraber gözlerinde yanan ışığın elektriğini birileri kesmişti.

Emindi, Dicle sevdiklerine ihanet edebilecek bir kadın değildi.

Öylesine konuşurmuş gibi paltosunun yakalarını yukarı kaldırıp ellerini cebine yerleştirirken "Merak ettim," dedi.

"Neyi?" diye sordu büyük bir yenilgiyle genç kadın.

"Kendine bile nasıl yalan söyleyebildiğini."

Gözlerini kapattı genç kadın.

Zihninde dönüp dolaşan küçük kızın siluetini aklına getirmemek için büyük bir çaba vermişti ama başarılı olamadı.

Kırgın bakışları aklına geldi. Hayır, göz göze gelmemişlerdi. Olanlardan sonra onun gözlerinin içine bakacak cesareti yoktu koca kadının. Koca kadınının...

Karşısındaki adam, onlara ihanet ettiğini sanıyordu, ne acı daha ihanetin tadına bile bakmamışlardı onlar.

Daha ihanet bile etmemişti...

İlk ihaneti küçük kıza oldu, sonra sevgilisine.

Ama arkasından bir iş çevirdiği için değil.

Onu yarı yolda bıraktığı için.

Şu an karşısında olması gereken kişi arkadaşı değildi, onu gördüğünde her şeyi bir çırpıda söyleyebilecek olan kalbinde kendine mezar kazan aşkıydı.

Ama yoktu, gelmemişti.

"Ayla'yı siktir et. Bana gerçekleri anlat. Anlat ki sana bir dal uzatayım," dedi büyük bir istekle genç adam. Bunu istiyordu, arkadaşının gözleri önünde kendisini tüketmesini istemiyordu. Hele Süleyman denen herifin boyunduruğu altına girmesini, hiç istemiyordu.

"Bunu yapan Ayla, Süheyla ya da Teğmen'den birisi olsaydı bana yaptığını yapmazdı, bana yaptığınızı yapmazdınız..." dedi büyük bir kırgınla gardını indirerek.