38. Mermer Soğuğu

8.6K 604 381
                                    

38. Mermer Soğuğu

"Ama Cemre, soğuktan donarak ölecekti..." diye yalvaran bakışlarımı ona atarak masumca bir beklentiyle gözlerinin içine baktım.

"Kızım, bu gecelik bende kalsın zaten ama ben bu kediyle uğraşamam diyorum." diye taviz vermeyen bir ses ve tavırla konuştu.

"Ama... Ne olur bizde kalsa... Baksana seni çok sevdi," diyerek onun kot pantolonuna tırmanmaya çalışan kediyi işaret ettim.

O gözlerini devirirken "Ben kediyle falan uğraşamam Ecrin, kimi zaman eve geldiğim bile olmuyor. Açlıktan ölsün mü?" diye sordu.

"Hayır!" diye aniden parlarken "Ben bakarım o zamanlarda yemin ederim Cemoşum!" dedim.

"Ecrin..." diye uyarıcı bir sesle konuştu.

"Lütfen ama ya!" diye üzgün bir sesle ısrarcı oldum.

"Kızım sıçıp batıracak her yeri, ben bir de buna tuvalet eğitimi mi vereceğim?" diye söylenmesiyle "Vallahi tuvaletini ben öğretirim, bak iki gözüm önüme aksın!" dedim.

O yorulmuşçasına derin bir nefes alırken "Olmaz. Seyhan'a söylerim o bakar..." dedi.

"Ya Serdar abi hayatta kabul etmez!"

"Benim kabul edeceğimi düşündürten şey ne?.."

"Ya ama sen bana kıyamazsın ki Cemoşum..."

"Bakma bana kedi gibi, gerçekten olmaz."

"Ama..."

"Olmaz Ecrin," dediğinde yenilgiyle omuzlarımı indirdim ve oturduğum yerden kalkarak onun bacağına tırmanmaya çalışan kediyi avcumun arasına aldım. 

Evet, avuç. Küçücük bir şeydi çünkü bu!

Salonun çıkışına doğru yönelirken "Nereye?" diye kalın bir sesle sormasıyla "Kâzım'a yuva bulmaya," dedim.

"Ecrin..." diye ismimdeki 'i' harfini uzatarak konuştu.

"Kısacası seni sevmiyorum Ecrin de diyebilirdin..." diye konuştuğumda kendine engel olamayarak güldü.

"Senin bu manipülasyonlarına gelmeyeceğim artık."

"İyi gelme!" dedim ve salondan dışarı çıktım.

Göz ucuyla salona baktığımda arkamdan gelmediğini gördüm. 

Hayır ya!

"Of," diye fısıldarken rezil olmamak için içeri dönmedim ve büyük bir beklentiyle kapıya bakarak ayakkabılarımı giymeye başladım. Ceketimi ve çantamı üzerime geçirirken kediyi kenara bırakmıştım. Onu tekrar elime alırken bakışlarım hâlâ kapıdaydı.

Kapıyı açıp dışarı çıktığımda da oraya bakıyordum...

Kapıyı kapatacağım an büyük bir umutla aralayıp kafamı içeri sarkıtırken onun hâlâ gelmediğini gördüm ve umutsuz bir şekilde omuzlarımı aşağı indirerek kapıyı kapattım.

SİYAH KEFENLERWhere stories live. Discover now