9. Göğe Sıkılmış Kurşunlar

12.1K 637 258
                                    

Warriors - 2WEI

Crazy In Love - Eminem

9. Göğe Sıkılmış Kurşunlar

🍷

Aşk, kimisi için Nasuh tövbeleri edip bu illete düşmemek için sığınacak tek liman olan tanrıya yalvartacak kadar acımasız bir duyguydu. Çektikleri acı, ruhlarında zebanilerin kamçıladığı eserleri barındırırken onlar da biliyordu ki bu bir girdaptı, kendisine düşeni hiç gocunmadan içine çekerdi.

Kimileri için o kamçılanmış ruhlarını saran bir devaydı. Ama öylesine bir girdaptı ki tıpkı zulüm gibi kendilerinden istenilen her şeyi yaptırabilecek mutlak bir güçtü ve bunun farkında bile değillerdi.

Kendilerine acı ve deva olarak görülen bu bağın, göreceli değerlendirmeleri bir yana, herkes kendisine kattığı hisler kadar, kendileri hissettiği şekilde yorumluyordu.

Bunu kötüleyene gerçek aşkı bulamamış, bulana ise gelip geçici heves deyip o hevesi kendileri kırıyorlardı.

Peki ya, yaşın bir önemi var mıydı? Sadece bedenle yapılan aşk, ruhu doyurmaz ve hevesi kıranları haklı gösterirdi. Bunun için küçük ya da büyük olmanın bir önemi yoktu, sizin yerinize konuşan ruhlarınız olurdu.

Ragıb amcayı düşünürken aşka olan inancım artıyor, Türkân anneye bakarken hüznüm, duygularımı köreltiyordu.

Elimde geçen ay Türkan anneye ait, Ragıb amca tarafından verilmiş olan Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu kitabından bir sayfayı tutuyordum.
İtalik şekilde yazılmış olan "Beni de yanına al, nihayet beni tanıyasın diye, nihayet, nihayet bunca yıldan sonra!" yazısıyla birkaç dakikadır bakışıyorduk.

Kitabı ilk okuyuşum değildi fakat Türkan anne bunu bana vermek istediğinde tekrar okumak istemiş, almıştım.

Bulunduğum sayfanın en alt satırında bir tarih ve not vardı "Gözlerinin üstüne kalbimi bırakıyorum, başımın tacı. 1955 Aydın-Nazilli."

Birilerinin mahremine izinsiz girmiş olabileceğim düşüncesi beni utandırırken kitabın kapağını sakince kapattım ve Türkân annenin kitaplığına koydum.

Asel'in vurulmasının üzerinden yaklaşık on gün geçmişti. Bu on günlük zaman diliminde İhsan adındaki adamın kızı, Ayşe, bulunmuş ve haftaya mahkemeye çıkarılmak üzere tutuklanmıştı. Asel ise günden güne kendini toparlıyor ve kendi işlerini artık rahatça yerine getirebiliyordu. İlk günlerde oldukça kötü olduğu için neredeyse her anında yanındaydım ve tüm ihtiyaçlarını beraber hallediyorduk. Onun o mahcup hallerini görmek beni oldukça üzse de ona söylememe rağmen aynı şekilde hissettiğini biliyordum. İyileşmesi de içten içe bu yüzden beni mutlu ediyordu.

Egemenlerle de yüz yüze hiç, mesajlaşarak ise birkaç defa dışında hiç konuşmamıştık ki bu mesajların hepsi de alındığım gruptandı. Genellikle Abdullah ve Muhammed Ali ağabeyle konuşmuştum. Evet Muhammed ağabey çünkü yaşının otuz iki olduğunu duyunca ufak çapta bir şaşkınlık yaşamıştım. Gerek vücudu gerek yüzü, hiçte o yaştaymış gibi göstermiyordu onu.

Grupta düşüncelerimi büyük çapta değiştirmese de Teğmen hakkındaki görüşlerim ve onun önemini hakkında büyük bir farkındalık kazanmıştım. Onun hakkında öğrendiğim şey, Hürriyet Kışlası'nda bir üsteğmendi fakat yaşı hakkında hiçbir bilgim yoktu. Zannedersem yirmi altı, yirmi yedi yaşlarındaydı. Konuşmalarında dikkat ettiğim şey ise gerçekten inanılmaz dikkatli bir insandı ve fikirleriyle ve konuşmalarıyla bir ortamda oldukça dikkat çekiciydi. Mesleğinden ötürü mü bilmiyordum fakat birçok konuda oldukça tecrübeli görünüyordu. Birde baskın olduğunu bağıran tarafı vardı ki, bunu da gruptaki herkesi dize getirecek olan konuşmasından anlamıştım.

SİYAH KEFENLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin