30. Şeytan Kartları Dağıttı

8.9K 598 459
                                    

SELAM SELAM SELAM!

İçime çok sinen bir bölümle yani booooool kaoslu bir bölümle geldim skajfklsjflkslfjsdlşfjdçfl

Zevkten dört köşeyim...

Yorumlarda buluşalımm, bölüm sonunda panomda dedikodu yapmak için heppinizi bekliyor olacağım.

Keyifli okumalarrr

Cinnamon Girl - Lana Del Rey

🍷

30. Şeytan Kartları Dağıttı

(7 Ekim 2018 Ankara - 57 Finali, Teğmen'in anlatımından)

Ölüm.

Benim için alışılmadık bir zat değildi.

Bedenim yıllar önce bir demirin altında ezilip ufalanmıştı.

Ama sevdiğim birinin ölmesi, işte o an, ufalanmış parçalarımı her bir köşeye saçılsa dahi tek tek toplar, bir bütün haline getirir ve o demirin kulpunu kırardım.

O demiri yerle yeksan ederdim.

Uzman Çavuş Aziz Baştuğ

Fotoğraf karesindeki sıfıra vurulmuş saçından bakışlarımı çektim.

Gülümsüyordu.

Bu yüzden gözlerim bir alta kaymadı, kayamadı, kaydıramadım.

Kısılan gözleriyle bakıştım.

Kalbime bir sızı saplandı. Göğüs kafesime bir çivi girmiş gibi hissettim ve nefes aldığımda bu his dayanılmayacakmış gibi arttı. Elimdeki paloroide son kez bakıp üniformamın iç cebine koydum ve arabanın motorunu çalıştırıp ihtişamını metrelerce öteden belli eden 57'ye doğru sürmeye başladım.

Yanımdan hızlıca akan ağaçlar, akmayan göz yaşlarımın şiddetini temsil ederken farkında olmadan hızımı artırdım.

İçim yanıyordu.

İçim cayır cayır kan ağlıyordu.

Ağaçlar şimdi fark edilmeyecek derecede hızla akıyordu yanımdan.

Genzimden bir ses yükselirken ne kadar hızlandığımın farkına vardım ve o an tam karşımda yan biçimde duran bir araba belirdi.

Ayağım aniden fren pedalını bulurken direksiyonu sağa kırdım altımdaki aracı asfalt yolda yağ gibi kaydırıp ve önümdeki araca çarpmaktan son anda kurtuldum.

Kafamı sertçe camdan dışarı çevirdikten sonra arabasının ön yolcu kapısına rahatça yaslanmış, elleri pantolonunun ceplerinde duran bir adam gördüm.

Dilimin ucuna gelen küfürleri onu ısırarak yuttuktan sonra arabamın kapısını gecenin sessizliğine tezat, tok bir sesle açtım ve dışarıya adım attım. "Ne yaptığını sanıyorsun sen? Canına mı susadın?" diye hiddetle konuştum ve arabanın kapısını sertçe kapattım.

Oldukça heybetli bir bedeni, geniş omuzları vardı. Üzerinde kalın olduğu belli olan kahverengi bir gömlek, altındaysa koyu renkte bir kot pantolon vardı. Ayakları birbirinin üzerinde, kollarıysa göğsünde rahatça bağlıydı. Kızıl kahve arası, ensesinde topladığı saçları vardı ve gözleri de aynı tonda bir kahverengine sahipti.

SİYAH KEFENLERWhere stories live. Discover now