2. Bölüm

2.5K 78 38
                                    

Bölüm şarkısı:

Yokluğunu Anlasam Da - Pera

"Ho-Hoş geldin Öykü. Gel geç içeri."

"Ş-şey. Eeee... Ben.." Yanaklarının kızarması ile kaşlarımı çattım. Utanılacak bir şey mi vardı. Kapı açık olduğu işin esen rüzgar ile irkildim. Başımı vücuduma indirdiğimde üzerimde hiçbir şeyin olmadığını ve altımda kısa bir şort olduğunu fark edince başımı hızla Öykü'ye çevirdim. Utanan tek kişi o değildi artık.

"Ö- Öykü. Sen eee. Sen Masal' ı tut. Ben hemen." Daha fazla saçmalamamak amaçlı sustum ve Masal'ı ona uzattım.

Yazardan:

Öykü kızını kucağına aldığında Erdem hızla odasına girdi. Hemen tişört ve eşofman giydi.

Bu sırada Öykü içeriye girip kapıyı kapatmıştı.

"Bu adam eskiden böyle değildi. Millete de böyle mi açıyor kapıyı?"diye mırıldanarak kapının önünde dikilmeye devam etti. Erdem odadan çıkıp oturma odasına yöneldiğinde Öykü'nün kapının önünde durduğunu fark etti.

"Geçmeyecek misin?"

"Nereye geçeceğimi bilemedim." Erdem burukça gülümsedi.

"Şurası." dedi kapıyı işaret ederek. Öykü Masal ile beraber oturma odasına geçtiğinde Erdem çay koydu. Oturma odasına girdiğinde Öykü odayı inceliyordu. Çaktırmadan konsolun üzerindeki fotoğrafı çekmeceye koydu. Koltuklardan birine oturdu." Nasılsın? "

"Aslında ben Masal'ın emziğini getirmeye gelmiştim." Aynı anda konuştuklarında Erdem gergince ellerini eşofmanına sürttü. Bir süre sessizlik oldu. Yalnızca Masal'ın uyumaya çalılırken çıkarttığı sesler duyulıyordu.

İçi buruktu adamın. Canından çok sevdiği kadın karşısındaydı ama tek kelime bile konuşamıyorlardı. Tek ortak noktaları kızlarıydı artık. Bu farkındalık adamı mahvediyordu. Kadını gördüğü andan itibaren maratona çıkan kalbine söz geçiremiyordu. Unutmalıydı ama olmuyordu işte. Duygularına da kalbine olduğu gibi hakim olamıyordu. Deli gibi özlüyordu adam. Elinden kayıp giden evliliğine yanıyordu. Uzanıp elini tutmak istiyordu. İçini dökmek, eskisi gibi sevdiğinin dizlerinde ağlamak istiyordu. Hiçbir şey umrunda değildi. Sadece Öykü'sü olsun istiyordu. Kızları ile beraber bir yuva istiyordu tekrardan. Pişmandı adam. Ettiği ısrarlar yüzünden pişmadı. Düzeltemeyeceğini bile bile düzeltmek için canını bile verirdi.

Kadın kırgındı. Kocasının hayır diyeceğini düşünmüştü. Bilememişti kabul edeceğini. Adam korkmuştu, o üçüncü sayfa haberlerindeki kişiler gibi olmaktan. Karısı bir karar almıştı. Adama saygı duymak düşerdi. İstememişti hayatında adamı. Adama eyvallah demek düşerdi. O da öyle yapmıştı. Nereden bilebilirdi ki karısının acı ile ağzından çıkan kelimeler olduğunu? Yorgundu kadın. Daha acısını çekemeden boşanma sürecine girmişti.

Sarılmak istiyordu kadın. Yumrukladığı omuzlarda ağlamak, acısını adamla paylaşmak istiyordu.

Öpmek istiyordu adam. Ona vuran elleri öpmek, avuçlarında derman bulmak istiyordu.

"Çay kaynamıştır."

"Yok Erdem. Sağ ol. Ben emziği getirmeye gelmiştim." Titrek bir nefes verdi Erdem. Adını duymuştu Öykü'sünün ağzından. Huzurdu bu hissettiği. Ne kadar duygu barındırmasa da hasret kaldığı sesinden duymuştu adını sonunda. Bu da bir şeydi onun için.

"Nasıl istersen." Kapı çalınca ayaklandı Erdem. "Bir saniye geliyorum." Erdem kapıya ilerlerken Öykü de Masal'ı koltuğa yatırdı. Tam odadan çıkacaktı ki duyduğu kadın sesi ile kafasını hafifçe kapıdan çıkarttı. Üzerinde mini bir elbise ile kapıda dikilen kadını gördü. Kaşlarını çatarak duruma anlam vermeye çalıştı. O sırada kadın konuştu.

Yokluğunda (Ara Verildi)Where stories live. Discover now