14. Bölüm

1.4K 80 174
                                    

"Babaa!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Babaa!"

"Yavrum!"

"Neden gelmiyorsun baba? Çok özledim ben seni, sen neden gelmiyorsun? Sevmedin mi beni hiç?"

"Olur mu öyle şey can parçam? Hiç olur mu öyle şey? Çok sevdim ben seni. Canımdan çok sevdim babacım."

"Neden gelmiyorsun o zaman?"

"Babacım.." Ne cevap verecektim ki? Gerçekten neden gitmiyordum?

"Masal'ı benden çok mu seviyorsun?" Dolan gözlerimden yaşlar akmaya başladı.

"Olur mu babacım? İkinizi de eşit seviyorum ben."

"Ama Masal'ın yanındasın hep, benim neden yanıma gelmiyorsun?" Titrek bir nefes aldım.

"Bilmiyorum.. Özür dilerim can parçam. Gelmediğim için, ilgilenmediğim için özür dilerim. Sana söz veriyorum ilk fırsatta geleceğim."

"Seni bekliyorum baba. Hemen gel olur mu?"

"Hemen geleceğim can parçam."

Sıçrayarak uyandığımda yanaklarımdan akan yaşları fark ettim. Yavaşça ıslaklıklarını elimle kuruladım. Yatakta oturur pozisyona gelip kollarımı dizlerime bağladım ve başımı yasladım. Sessizce başlayan ağlamam git gide şiddetlenirken Umut odaya girdi.

"Ne oldu?!" Başımı iki yana salladım. "Erdem iyi misin?"

"Değilim." Kollarını bana sardığında tek ihtiyacım olanın ağlayacak bir omuz olduğunu fark ettim.

"İyi ol Erdem. İyi ol." Ne kadar sarıldık bilmiyorum ama gözlerimde yaş kalmamıştı artık. Başımı kaldırdığımda ciddiyetle yüzümü inceledi. "Kahvaltı hazırlıyorum, gelip yiyorsun. Gece boyu iyi değildin zaten." Aynı rüyanın farklı versiyonlarını görmüştüm sürekli. "Hep ağladın Erdem. Ne gördün?"

"Hoş olmayan şeyler. Boş ver kardeşim. Kahvaltıya da zahmet etme. Erken gelirim demiştim. Orada yerim bir şeyler."

"Hiç inandırıcı değil Erdem. Yemeyeceğini ikimiz de çok iyi biliyoruz." Gülümsedim.

"Yiyeceğim kardeşim. Dün demiştim bugün benim miladım diye. Her şeye yeniden başlayacağım." Gülümsedi.

"Hadi inşallah." Yataktan kalktığımda o da kalktı. "Valla ben çok açım, gidip yiyeceğim bir şeyler. Gün içinde çıkarsan haberim olsun, bir şeyler yaparız."

"Eyvallah." O odadan çıkınca ben de dün kenara koyduğum valizimi açtım. Tişört, kot pantolon ve kot gömlek alarak üzerimi değiştirdim. Rengini söylememe gerek yoktur herhalde. Çoraplarımı giyinip telefonumu, cüzdanımı ve arabanın anahtarını cebime attım. Deri ceketimi alarak odadan çıktım. "Umut! Ben çıkıyorum."

"Allah'a emanet kardeşim. Haberleşiriz."

"Eyvallah." Arabaya bindiğimde derin bir nefes aldım. Dün ciddi mânâda bir şeyler değişmişti benim için. Sanırım toparlanmak için dayak yemem gerekiyormuş. Yola çıktığımda evliyken olan mutlu halime dönüş yaptım. Yalandan da olsa gülümsedim. Hatta şarkı bile açtım. Bağıra bağıra eşlik ettim. İyiymiş gibi davrandım. Ayhan dedenin evinin önüne gelince arabayı durdurdum. Tek başımayken kolaydı ama Öykü'nün karşısında ne kadar rol yapabilirdim bilmiyordum. Arabadam inip evin etrafına bakındım. Öykü ile piknik yaptığımız köşeyi izledim bir süre. Sonra havuzun önündeki koşuşturmalarımız geldi aklıma. Eve doğru adımlarken gördüğüm fıskiyeyle ufak bir kıkırtı çıktı dudaklarımın arasından.

Yokluğunda (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin