16. Bölüm

1.5K 80 110
                                    

"Naptın bro? Sabahtan beri yoksun ortalıkta."

"Otur kardeşim otur, çok paniğim şu anda. Beyin devrelerim yandı."

"Ne oldu?"

"Öykü çarptı abi beni."

"Ne?"

"Lan ben anlamıyorum he."

"Neyi?"

"Hatun beynimin içinden geçti hacı, benim de anladığım söylenemez.."

"Lan anlat!"

"Abi.. Ayhan dedenin kafası git gelliymiş. Unutuyormuş bazı şeyleri. Biz de boşanmayı unutmuşuz bu arada."

"NE?!" Allah'tan rahat olmak için karar değiştirip evde buluşmuştuk.

"Aga ben boşamadım ki Öykü'yü. Dinen hâlâ evliyiz."

"Hadi lan ordan!" Birkaç saniye durdu. "Peki bu iyi bir şey mi yoksa kötü mü?"

"Bilmiyorum ki oğlum." Çaydan bir yudum aldım. "Yani aslında mutlu oldum.."

"Kim olsa mutlu olur oğlum zaten."

"Ama şimdi ne yapacağımı bilmiyorum. Yani boşanmalı mıyız, boşanmamalı mıyız? Kafam çok karışık. Zaten tuhaf davrandı gün boyu. Ayarlarımla oynadı."

"Ne oldu, anlat bakayım."

"Abi ben boşanmayı unuttuğumuzu söyledim. Zaten öncesinde de izliyordu beni, evliyken nasılsak öyleydi. Ayhan dede için diye düşündüm. İşte ben söylediğimde elimi tutmaya kalktı falan. Bende dedim hayırdır, kafamı yeni yeni toparlamaya çalışıyorum neden böyle davranıyorsun, acı çekmemden mi hoşlanıyorsun dedim. Biraz da bağırmış bulundum.. "

"Pişmanım dersen iki tane çakarım ağzının üstüne."

"Alıştın anasını satayım."

"Ee, anlat devamını."

"Ayhan dede bastı bizi ben bağırırken. Dedi öpüşün barışın."

"OHA!" Yüzümü buruşturdum.

"İçin fesat oğlum senin."

"Devam et, devam. Kesme."

"Ben mi kesiyorum, sen mi?"

"Erdem harbi çakacağımm bir tane elimin tersiyle."

"Tamam tamam. Biz sarıldık tabi.." Yüzüne pis bir sırıtış yerleştiğinde acımadan patlattım kafasına. "Abi yanağımdan öptü ya.. Kalbim tekledi lan, nefes alamadım oğlum."

"Şimdi de alamıyorsun zaten. Gözlerinden kalp çıkacak oğlum." Yüzü düştü.

"Ne oldu lan?"

"Oğlum sadece söz konusu Öykü olunca mutlusun.. Bak ne kadar zaman geçti, ilk defa böylesin. Anlatırken gözlerinin içi gülüyor lan. Kardeşim bak yanlış anlama beni. Ben anlıyorum seni, leş gibi bir durumun içindesin. Karından boşandın, ki canından çok sevdiğin, çocukluğunu paylaştığın bir kadın. Kızınla normal bir babanın geçirdiği vakitten daha az vakit geçiriyorsun. Şerefsiz arkadaşların sattı seni, baban evlatlıktan reddedi. Annene anne demeye bin şahit zaten."

Yüzümdeki tebessüm yavaş yavaş soldu. Bir elini omzuma koyup sıktı hafifçe.

"Ama toparlan be oğlum. Yetmedi mi üzüldüğün, kendini yıprattığın? Hepsine, herkese inat toparlan. Mutlu ol lan işte. Babana onsuz da gayet başarılı olabileceğini ispatla. Öykü'ye onsuz da yaşayabildiğini göster. O şerefsiz arkadaşların bin pişman olsunlar sana sırt çevirdikleri için. Kendine gel işte. Ayağa kalk. Kendine ispatla kimseye ihtiyacın olmadığını."

Yokluğunda (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin