11| Minho!

1.2K 121 70
                                    

"Bakın, ben de sizi seçmek istedim ama-"

"Ama Hee Jin'e söz verdin." diyerek sözümü kesmişti Jeongin.

"Hayır. Bir dakika dinler misin?"

"Evet Jeongin. Bırak da anlatsın."

"Teşekkür ederim, Minho."

"Anlat be!"

"Tamam! Ben de sizi seçmek istedim ama Hee Jin'in babası gerçekten tehlikeli biri."

"İyi de, onun da babası-"

"Evet, onun da babası eşcinsel... Ama kızı isterse her şeyi yapabilir. Bunu sen de biliyorsun. Size zarar vermesine izin veremem. Hee Jin ile gerçekten bir sevgililiğimiz yok. Ne o beni seviyor ne ben onu... Sevdiği başka biri olduğu zaman hemen onların yanından ayrılıp yanınıza geleceğim. Gerçi var ama... Lütfen beni anlayın. Size bir şey olmasını gerçekten istemiyorum."

"Peki neden salak gibi davrandın? Sadece sessiz kalabilirdin."

"Evet ama öyle davranmasam nasıl sizinle konuşabilirdim?"

"Ama kalbimizi kırdın." diyerek dudak büzmüştü, Minho.

Gerçekten onları kırdığımı biliyordum. Ama onlarla konuşmak da istiyordum.

"Özür dilerim." diyerek onu kucağıma oturttum.

"Tamam, affettim." diyerek ellerini çırpmaya başladı.

Umutlu gözlerle Jeongin'e bakmaya başladım.

"Tamam be! Ben de affettim!"

"Ama eğer ondan ayrılmazsan küserim."

Minho'yu özlediğimi biliyordum ama, bu kadar fazla özlediğimi bilmiyordum.

"Gerçekten, ayrılacağım. Ama biraz daha beklemeni-"

Sözüm, çalan telefonum ile yarım kalmıştı. Arayan Hee Jin'di.

"Ne var Hee Jin?"

"Ayrılalım." ve bir anda telefon kapandı.

Tanrıya şükürler olsun ki ondan kurtulmuştum.

"Ne? Ne oldu?" dedi Jeongin. Endişeli görünüyordu.

"Ayrıldı. Benden ayrıldı!" diyerek kucağımda ki Minho'ya sıkıca sarılmıştım.

"Birinin senden ayrılmasına sevindin mi?" dedi Minho sanki Hee Jin değilde başka biri ile sevgili olduğumu düşünüyor gibiydi.

"Ah, pardon. Onun Hee Jin olduğunu unutmuşum."

Gülerek daha sıkı sarılmıştım ona.

"Jeongin?"

"Hmm."

"Bugün burada kalabilir miyim?"

"Tabii."

"Bunu diğerlerine de anlatmalıyız."

"Peki."

Birkaç saat içerisinde herkesi aramış ve olanları anlatmıştım. Hepsinin anlayışlı olmasına bir kez daha şükür etmiştim.

Sonra telefonu kapattık. Beraber bir şeyler yedik ve video oyunları oynadık. Kendimi gerçekten özgür hissediyordum.

Uzun zaman sonra gerçekten kendimi olduğum yere ait hissediyordum.

Jeongin'i gerçekten özlemiştim.

Artık uyumamız gerekiyordu.

Israrlarım sonucu Minho ile aynı odada kalacaktım.

Little Space ✓Where stories live. Discover now