17| Jeongin'in Hali

755 101 62
                                    

Oy: 15
Yorum: 25

Arkadan gelen sesle Hoseok oraya dönmüş, Minho ise hemen koşmaya başlamıştı.

"Minho! Bekle ner-"

Hoseok, yanından geçip Minho'ya yaklaşmak isteyen bedenin bileğini tutarak ona bakmasını sağlamıştı.

"Sen de kimsin?"

Hoseok, kendisine sorulan soruya gülümseyerek karşılık vermişti.

"Ben Hoseok, Jung Hoseok. Sen kimsin?"

Minho'nun peşinden bakmaya devam eden bedene karşı sorduğunda acele bir cevap almıştı.

"Kim Taehyung."

Tekrar onun peşinden gideceği sırada Hoseok onu durdurmuştu.

"Onu yalnız bırakın. Size yük olduğunu düşünüyor ve belli ki bundan rahatsız oluyor."

Taehyung, konuşan bedene kısa bir bakış atmış ve alayla gülmüştü.

"Seni kaç gündür tanıyor ya da tanıyoruz? Hiç. Başına bir şey geldiğini düşünerek ne kadar korktuk, haberiniz var mı sizin?"

Hoseok, tekrar gülümsemişti.

"Üç gündür beni tanıyor ancak benim hayatımdaki yeri ya da onun hayatındaki yerim çok yüksek... Biz birbirimize bu üç günde çok destek olduk. Hiçbir şey bilmeden konuşuyorsun Taehyung. Lütfen, Minho'nun yerini diğerlerine söyleme. Çünkü eğer sizi görmek isteseydi kendi gelirdi."

Hoseok, Taehyung'un omzunu patpatlamış, ardından okula girmişti.

Taehyung, onların arkasından bakarken neden Minho'nun böyle bir şey yaptığını düşünüyordu.

Hepsi Minho'ya çok değer vermişti, çok sevgi göstermişti. Fakat Minho ani bir kararla hepsini geride bırakarak yeni tanıştığı biriyle hayatına devam mı ediyordu?

Taehyung önünde bulunduğu okulu geçerek kendi okuluna doğru ilerlemeye başladı. Hyunjin'e, Minho'nun yerini söylemeliydi.

Okula geldiği gibi sınıfına doğru koşmaya başladı. Sınıfına geldiğinde çantasını oturduğu sıraya gelişi güzel koyduktan sonra gözleriyle sınıfı taramış ve Changbin'in burada olmadığını anlayınca hızla sınıftan çıkarak okulun arka bahçesinde bulunan çardaklara doğru ilerlemişti.

Hepsinin orada olmasının onun şansı olduğunu düşünerek tanrıya şükürlerini sundu.

Çardağa hızla gelen bedenle hepsi bakışlarını aynı noktaya sabitledi. Taehyung'a bakmayan tek beden Hyunjin'di.

"Beni dinleyin! Şu saçma sapan depresyon halinizden çıkın artık."

Taehyung'un konuşması ile Hyunjin, tek kaşını yukarı kaldırdı. Bu onun için ne kadar zordu bilemezdi. Kardeşini istiyordu. Başka bir şeyi değil, kardeşini istiyordu.

"Çok kolay zaten." diye mırıldandı.

Taehyung, daha fazla beklemek istemeyerek dudaklarını araladı.

"Minho'yu buldum."

Hyunjin duyduğu ile birkaç dakika gözlerini şaşkın olduğunu belli eder şekilde açmış ve içinde yaşanan savaşın durduğunu hissetmişti. Minho gittiğinden beri, sadece üç gün olsa bile, o kadar kötü durumdaydı ki arkadaşları ne yapacaklarını bilemiyorlardı.

Hızla Taehyung'a dönerek ciddi olmasını umdu. Kardeşinin bulunmasının gerçek olmasını diledi; şaka olmasından, yalan olmasından korktu.

"Ciddi misin sen?"

Little Space ✓Where stories live. Discover now