twelve.

4K 522 81
                                    


'iblis öyle miydi gerçekten? geçmişin palavralarına göre, gerçekten kötü müydü?

Taehyung ile Jeongguk'un son konuşması üzerinden yaklaşık dört gün geçmişti. Taehyung sürekli olarak Jeon'dan kaçmış, günlerce sadece kendi odasında ya da Yoongi'nin odasında durmaya başlamıştı. Jeon anlamlandıramıyordu, neden ondan kaçıyor yahut yüzüne bakmıyordu? Kendisi bir şeytandı, Taehyung ise melezi. Ona resmen triplenip, kendinden kaçmasına herhangi bir mânâ yükleyemiyordu. Sinirleniyordu ama bedeni kavga etmekten, bağırmaktan yorulmuştu.

Bunları düşünürken gece yarısı zindana inmeye karar vermiş, Mastema'ya Jimin'e dair bir koz bulduklarını haber vermişti.

"Oğul, başarılı olacağını biliyordum." Kalın ses Jeon'un zihninde gezinirken koyu gözlü yutkunmuş, önündeki kutsal kitabın sayfalarını çevirirken konuşmuştu. "Yoongi'yi öldürecektim, Taehyung beni durdurdu."

Mastema hoşnut olmadığını belirten sesler çıkartırken aniden zindanda beliren kara sisler ile Jeon'a gözükmüş, sonunda bedenini görmesine izin vermişti. "Kim Taehyung, dört ay sonra kendini bana kurban edecek olan bakıcın." diyerek eskimiş sandalyelerden birine oturmuş, tamamen siyah olan gözlerini soyunun son erkeğine çevirmişti. "Seni durdurmasına izin verdin demek, seni güçsüz şeytan. Sen benim soyumdansın, nasıl böyle güçsüz olabilirsin!?"

Jeongguk, Mastema'yı birkaç saniye incelemiş, ardından gözlerini çekerek kitaba yönelmişti.

Onun gerçek bedenini görmek tiksinmesini sağlamıştı.

Siyah saçlarının arasından çıkan iki boynuz ve çenesinden aşağı süzülen uzun kıllar sebebiyle bu garip görüntü onu rahatsız etmişti. Yalnızca siyah olan gözleri, veyahutta sanki bir keçiymiş gibi basık burnundan bahsetmiyordu. Belki de yalnızca Mastema'dan nefret ediyordu, buna şu an karar vermek için vakti yoktu.

"Beni durdurmasına izin vermedim, kendi isteğimle durdum. Arasında fark var." Mastema inanmamış gibi çocuğu süzmüş, ardından ayağa kalkarak oğlunun arkasına geçmişti. "Biliyor musun, senden yavaş yavaş tiksinmeye başlıyorum Jeon. İçinde merhamet duygusunu hissettiğim her an seni ateşler içinde yakmak ve izlemek istiyorum. Acı çekerken çıkardığın o sesleri duymak istiyorum, böyle devam edecek olursan seni savaştan sonra cehennemin en altına yollarım." Bu sırada birkaç santim olan siyah tırnaklarını önündekinin sırtına bastırmış, ardından aşağı doğru sertçe çekmişti.

Jeon hissettiği acıyla bağırarak yere çömelmiş, Mastema gülerek ona doğru eğilmişti. "İşte bundan bahsediyorum." Kahkahası adeta tüm kalede yankılandığında kırmızı gözlü kendine gelmiş, zorlukla ayağa kalkmıştı. "Savaşı kazanırsam.. beni ve Taehyung'u bırak. Sana söz veriyorum-"

"Hâlâ o çocuğu düşünüyorsun!"

Yüzüne sert bir tokat yediğinde ağzından gelen kanı yere doğru tükürmüş, yine de konuşmaya devam etmişti ufak olan.

"Taehyung'u öldürmezsen, savaşı kazanacağım. Sana yemin ederim, sadece onu öldürme."

"Neden bunu yapayım? Zaten kazanma-"

"Aksi hâlde kendimi öldüreceğim ve sürülenlerin yanında yaşayacağım. Sen nasıl istersen, gözlerime bak, sence bunu yapamaz mıyım?"

Mastema duyduğu cümle ile anında kaşlarını çatmış, derin bir nefes vererek geriye adımlamıştı. Oğlunun bir melez için onu tehdit ettiğini duymak onu burada öldürme isteğini arttırıyordu. "Haddini bil, sen benim için doğdun!" Haykırarak bağırmış, Jeon'un kulaklarının sızlamasına sebep olmuştu. "Beni tehdit edemezsin!" Mastema sinirle Jeongguk'un az önce yardığı sırtına sert bir tekme atmış, etrafın kanlar içinde kalmasını sağlamıştı. Savaş olmasaydı Jeongguk'u şu an öldürebilirdi, buna emindi.

mastema - taekook. ✓Where stories live. Discover now