twenty two.

3.3K 454 122
                                    

oy sayısı çok az, koşul koyup bölümleri o şekilde mi atsam bilmiyorum. En sevmediğim şey ama yapacak bir şeyim yok, gerçekten üzüyor durum beni. 50 oy olduğu zaman diğer bölümü atmayı düşünüyorum.

Arabın dini kendi peygamberine istediği kadını alma hakkı verirken, tanıdı mı aynı hakkı onun karılarına, kadın ve erkeğin nefsi eşitken?

Jeongguk kalenin kapısını yavaşça araladığında ona sinirle bakan babasını süzmüş, ardından derin bir nefes vererek gözlerini etrafta gezdirmişti. Hâlâ buranın havasına alışamamıştı, dünyayı tercih ederdi. Belki de bu yüzden dünyayı Jimin'e emanet etmek istemişti.

"Sen şeytanları yüzüstü bıraktın!" Düşüncelerini dağıtan ses ile bakışlarını yeniden kırmızı gözlere sahip babasına çevirmiş, omuz silkmişti. "Sen öyle diyorsan, bırakmışımdır." Dediğinde Hades daha da sinirlenmiş, yavaşça oğluna doğru adım atmıştı.

"Bak Jeongguk, hâlâ geç değil. Hâlâ dünyayı elde edip insanlığı yok edebiliriz, bunu başarabiliriz." Hades içindeki son umutla mırıldanmış, oğlundan bir geri dönüş beklemişti. "Biraz sorguladım, düşündüm. Bunu neden yapalım ki, elimize ne geçecek? Milyarlarca gereksiz ruh, son katmanı kaplayacak sadece." Demişti soğuk sesi ile.

"Bunu Mastema istiyor, onun dediğini ikiletecek misin!?" Diye yeniden bağırdığında Jeongguk gülmüş, tek bacağını duvara yaslarken, ellerini pantolonunun cebine koymuştu. "Mastema öldü."

Hades duyduğu cümle ile birkaç saniye afallamış, başını eğmişti. Hayır yapmamıştı değil mi? Mastemayı öldürmemişti? İçindeki korku ile başını tekrar kaldırdığında ona bakan oğlu eski Jeongguk değildi, artık o kırmızı gözler oğluna ait değildi sanki. "Yapmadın.. Değil mi?" Diye sorduğunda Jeon'un ufak kahkahası ile irkilmişti, oğlundan korkmaya başlamıştı.

"Mastema gücünü kaybetmişti, bir fiziğe bürünmüştü. Ben de onu öldürdüm, hem de yakarak." Dedikten sonra babasının üstüne doğru adımlamış, kaşlarını kaldırmıştı. Hades ürkerek geriye doğru birkaç adım atmış, oğlunun bu hâle nasıl geldiğini düşünmüştü birkaç saniye.

"Benden şimdi deli gibi korkuyorsun çünkü atalarımı bile öldürecek güce sahip olduğumu anladın." Dediğinde Hades derin bir nefes vermiş, alayla gülmüştü sanki korkusunu gizlemeye çalışır gibi. "Senden korktuğum yok, oğlum olduğun için utanıyorum sadece. Mastema seni evladı gibi görürken, seni korurken, sen onun zayıf noktasını bulur bulmaz öldürdün demek. Ama hayır, bu kadar basit değil. Ondan kurtulmana izin vermeyeceğim."

Son cümlesi ile Jeongguk hızla kaşlarını çatmış, sertçe babasının gömleğini tutarak kendine doğru çekmişti. "Ne sikim saçmalıyorsun sen? Ondan kurtuldum, artık Taehyung'a ve bana musallat olamaz." Hades büyük bir kahkaha attığında Jeongguk sertçe onu yere itmiş, üzerinden bedenini süzmüştü. Babasından ilk defa bu kadar iğrenmişti.

"Mastema'nın kolay kolay öleceğini mi sanıyorsun? Onu geri getirmek için tüm büyüleri deneyeceğim, dünyayı istiyorum ve senden ümit yoksa Mastema ile işbirliği yapacağım." Demiş, üzerine bulaşan toprakları elinin tersi ile ittirmişti. Tam bu sırada açılan büyük kapı ile Hoseok görünmüş, koşar adımlarla ikisinin yanına gelmişti. "Jeongguk, sana saldırma demiştim!"

Şeytan gözlerini devirerek bir adım gerilemiş, sinirlendiği için yumruklarını sıkmıştı. "Mastema'yı kara büyü ile canlandıracağını söylüyor." Demişti kısık sesi ile. Hoseok hâlâ yerde soluk soluğa onlara bakan Hades'e dönmüş, sırıtmıştı. "Mastema yanarak öldü, yanarak ölen bir bedeni geri getiremezsiniz. Kara büyülerde usta olan biri diyor bunu, boşuna uğraşmayın ve bizi rahat bırakın artık." Demiş, anında yüzü gerilen Hades'i süzmüştü birkaç saniye.

mastema - taekook. ✓Where stories live. Discover now