nine.

4.9K 540 105
                                    

Ben isyanım. Benim savaşçı olan. Çölün derininde, dağın tepesinde ve denizin derininde. gecenin korkusunda, karanlıklar içindeki bilgi ve veed sarhoşluğunda, benim. Yanınızda olan, siz bilmeseniz de.

"Yoongi, seni hemen ziyarete geleceğim tamam mı? Sakın ama sakın korkma, onlar çok iyi insanlar. En azından Jin onlara güveniyor." Melek sevgilisine bakarken uyarıcı bir tonda konuşmuş ve gülümsemişti. Arkadaşı SeokJin yüzünden resmen tanımadığı insanlara bebeğini teslim ediyordu, bu çok sinirlenmesine sebep olmuştu ancak elinden başka hiçbir şey gelmiyordu. Sonuçta şeytanların onu burada bulması imkânsız gibi bir şeydi.

Yoongi sevgilisinin yanağına kocaman bir öpücük armağan etmiş ve kıkırdayarak geri çekilmişti. "Korkmuyorum Jimin, merak etme. SeokJin, Taehyung denilen çocuğun benim gibi tatlı birisi olduğunu söyledi. Onunla arkadaş olabilirim bence, çok mutlu olacağım." Diyerek sevgilisinin elinden tutmuştu, Jimin ile birkaç gün ayrı kaldığı oluyordu. Elbette ayrı kalmalılardı, Jimin çok çok önemli bir melekti ve Yoongi onu anlayışla karşılıyordu.

Jimin elini tutan sevgilisine kısaca bakmış ve derin bir nefes almıştı. "Sadece bir hafta, sonra yeni evimize gideceğiz. Senin güvenliğin için. İstersen kardeşin de bizimle kalır." Yoongi kardeşinin lafı geçince istemsizce gözlerini kaçırmış, başını sallamakla yetinince, Jimin devam etmişti. "O hâlde görüşürüz bebeğim, birkaç güne seni kontrol etmeye geleceğim." Demiş ve aniden esen bir rüzgar ile kaybolmuştu. Yoongi bu duruma alıştığından, umursamayarak etrafa bakmış ve koca bahçede yürümeye başlamıştı.

Büyük bir kapıyla karşılaştığında, olduğu yerde durmuş ve elini zile uzatarak birkaç saniye beklemişti. Bir dakika geçmiş, bir daha bastığında içeriden ona doğru yaklaşan sesleri fark etmişti.

"Jeongguk dursana, misafirimiz geldi!"

"Bir kerecik daha öpsem kapıda ölmez."

Aniden açılan kapıyla Yoongi afallamış ve yutkunarak ikiliye bakmıştı. Taehyung'un kim olduğunu tek bakışta anlamış ve ona doğru dönerek gülümsemişti. Jeongguk denilen çocuktan kesinlikle ürküyordu, Jin onu o çocuk hakkında uyarmıştı. "Merhaba Taehyung, beni evine aldığın için çok teşekkür ederim!" Bu cümle planı bildiğini gösteriyordu ve Taehyung'da bunu anladığını belirten kocaman bir gülümseme sunmuştu. "Hoş geldin Yoongi, içeri gel hadi. Ayrıca lafı bile olmaz."

Jeongguk çocuğu dikkatle süzmüş ve aniden kaşlarını çatmıştı, Yoongi denilen çocukta rahatsız edici bir hava seziyordu. Taehyung ise farkında olmadan Yoongi'yi kendine doğru çekmiş ve onu ana salona doğru sürüklemişti. "Burası ana salonumuz, yukarı katta sağdan üçüncü odayı senin için ayarladım. Gerçekten çok hoşuna gidecek bir yer burası, evinde gibi hissedebilirsin." Diyerek gülümsemişti.

Yoongi'de ona aynı şekilde karşılık vermiş, birkaç adım atarak bandanasını masaya koymuştu. "Şimdiden çok beğendim, burası çok güzel bir yere benziyor. Benim evimin 10 katı falan olmalı." Kıkırdayarak önüne döndüğü an, Jeongguk'un korkunç bakışlarıyla karşılaşmış, korkuyla yutkunmuştu. "Şey." Diyerek Taehyung'a dönmüş, Jeongguk'un aksine masum bakışlarıyla ona bakan melez sayesinde rahatlamıştı. "Odama çıkabilir miyim Taehyung? Birazcık uzansam iyi olacak."

Taehyung gülümseyerek başını sallamış, "Elbette, beni takip et." dediği an, sözünü kesen kalın sesle durmuştu. "Hayır, Hoseok sana yardımcı olur." Yoongi ise başını sallamış ve içeri giren Hoseok'a bakmıştı. "Ben mi? Ah, pekâlâ. Beni takip et." İkisi birkaç saniye içinde üst kata çıkmış ve ortadan kaybolmuşlardı.

"Amacın ne Jeon?" Taehyung sinirle şeytana dönmüş ve ona düz bir ifadeyle bakan bedeni süzmüştü. "Çocukta bir şeyler hissediyorum, bana yaklaştığı an üzerinde bulunan koku bile sinirlenmeme sebep oluyor." Dediğinde, melez şaşkınlıkla dudaklarını aralamıştı. "Sen cidden çıldırmışsın, o sadece bir insan. Hiçbir zararı olmayan ve iyi niyetli. Senin aksine birilerini kaçırıp öldürmüyor." Ardından sessizce odadan çıkmış ve yukarı kata doğru adımlamıştı. Masum bir insana karşı yaptığı bu tutum sinirlenmesini sağlamıştı, merdivenleri çıkarken derin bir nefes almış başını iki yana sallayarak yutkunmuştu. "Tanrı'm bana neler oluyor? Onu ben eğittim, neden şimdi böylesine kötü olmasına dayanamıyorum? Neden ben de onun gibi olamıyorum?" Kendi kendine konuştuğu sırada Hoseok'un sesini duymasıyla oraya yönelmiş, başını iki yana sallamıştı. Düşünmek bile canını sıkıyordu.

mastema - taekook. ✓Where stories live. Discover now